menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Konut değil de gayrimenkul desek ne olurdu?

20 23
20.06.2025

30 Mayıs 2025’te yayımlanan ve tasarruf finans­man şirketlerinin faaliyet çerçevesini yeniden şe­killendiren yönetmelik, sektörün uzun süredir sahada uyguladığı bazı esnek modelleri teknik olarak imkân­sız hale getirdi.

Özellikle tasarruf birikiminin kulla­nılabilmesi için “konut veya çatılı işyeri” niteliğinde bir taşınmaz üzerine ipotek kurulması zorunluluğu, ilk bakışta daha güçlü teminat yapıları oluşturma­yı amaçlıyor gibi görünse de, bu düzenleme sahada­ki gerçekliğe tam olarak karşılık gelmiyor. Gerçekte, tasarruf sistemine dâhil olan önemli bir kitle mevcut durumda bir konutun tamamına erişebilecek düzeyde birikim oluşturamıyor.

Ortalama birikim seviyeleri yaklaşık 1 milyon TL civarında seyrederken, bu mik­tar çoğu zaman konut bedelinin ancak belirli bir kıs­mını karşılayabiliyor. Bu durumda, geçmişte uygula­nan bazı alternatif çözümler - örneğin arsa payı edi­nimi ya da kademeli mülkiyet modelleri - sistemin sürekliliği açısından büyük önem taşıyordu. Ancak yeni düzenleme, ipotek tesisinin yalnızca konut ve ça­tılı işyerine yapılabileceğini şart koşarak bu alanı ka­patmış oldu. Oysa burada çok basit ama etkili bir öne­ri üzerinde düşünmek gerekiyor…

Mevzuat, sadece “gayrimenkul” ifadesini kullansaydı ne olurdu?

Bu küçük gibi görünen kavramsal değişiklik, siste­min doğasını değiştirmeden arsa gibi taşınmazların da teminat kapsamına alınmasına imkân verebilirdi. Böylece tasarruf finansmanı modeli içinde biriken kaynaklar, yine reel sektöre ve gayrimenkul........

© Dünya