Kutudan çıkan palyaço
ABD ile Çin arasındaki istihbarat savaşı ki biz onu ticaret savaşı olarak biliyoruz; inceden inceden yeniden ateşlenmeye başladı. Burada iki ana cephe ve her ikisinin de farklı ana stratejileri var. Trump cephesi, dikkat edin ABD cephesi değil, eskiden beri olduğu üzere bütün uluslararası siyaset kurallarından ve adabından uzak bir şekilde daima karşı tarafı suçlayacak bir dille saldırmaya devam ediyor.
Bu, eskiden de böyleydi. Ama Çin cephesinde belirgin bir farklılık var; önceki Trump döneminde sadece nötr kalarak tarafları, dünyayı aklı selim davranmaya davet ediyordu. Bu sefer Trump’ın taleplerinin durumunu anladıkları için daha hazırlıklılar ve Trump neyi ne kadar isterse onu ya o kadar ya da daha fazla istediklerini söylüyorlar. Yani bir anlamda yeni terimiyle mütekabiliyete göre davranıyorlar. Onlar da biliyor karlı tarafın da, kendilerinin de sözde isteklerinin gerçekleşemeyeceğini. Ama işte bazen karşı tarafların zorbalıklarına karşılık vermek için onların dilinden konuşmak gerek.
Çin’i destekliyor değilim. Birini diğerinin önünde tutmam kendi nazarımda ama burada saçma isteklerle ortalığı karıştıran Trump tarafı olduğu için onu daha çok eleştiriyorum.
Gelinen noktada, tam da geçen hafta Trump’ın ekibinin Xİ’yi yarım ağız görüşmeye davet etmesinin ardından – ki bunu şöyle düşünmek bence en doğrusu; Trump, Xi’yi ‘’ gel bu işi tatlıya bağlayalım, sen de sıkıştın ben de, ben daha........
© Dünya
