menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Temmuzda politika faizi 300 baz puan inebilir

38 23
02.07.2025

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, Merkez Bankası’nın temmuz ayında faiz indirimine başlayacağını tahmin ederek, 300 baz puanlık bir düşüş beklediğini söyledi. Akten, yıl sonunda enflasyonun 0’un altına inebileceğini, faizlerin ise 6 civarında konumlanacağını öngördü.

Garanti BBVA Genel Müdü­rü Mahmut Akten, Mer­kez Bankası’nın temmuz ayında faiz indirimine başlayaca­ğını tahmin ederek, 300 baz puan­lık bir düşüş beklediğini söyledi. “Enflasyonun düşüş seyrine gir­mesi olumlu” diyen Mahmut Ak­ten, reel faizlerin şu anki yüksek seviyesinin de bu beklentiyi des­teklediğini belirtti.

Haziran ayı enflasyon rakamları için %1.3 ila %1.7 arasında bir tahmin yapan Akten, “Bu tablo ışığında, Tem­muz ayındaki toplantıda politika faizinde 300 baz puanlık bir düşüş bekliyorum” ifadelerini kullandı. Politika faizinin F’dan C ve­ya daha altına inmesi gerektiğini savunan Akten, mevcut seviyenin çok ciddi pozitif reel getiri sağla­dığını dile getirdi. Yıl sonu enflas­yon beklentilerinin resmi olarak 1 olduğunu belirten Mahmut Akten, globaldeki gelişmelerin ve gıda fiyatlarındaki etkilerin sınır­lı kalması durumunda bu oranın 0’un altına inebileceğini ön­gördü.

“Revize edersek aşağı yön­lü ederiz” diyen Akten, faizin ge­riye dönük bile olsa her zaman re­el bir getiri sunması gerektiğini vurgularken, dezenflasyon süre­cinin zaman alıcı bir süreç oldu­ğunu hatırlattı. Akten, 1’lik enf­lasyon beklentisi doğrultusunda, faizlerin yıl sonunda 6 civarın­da konumlanmasını bekledikleri­ni açıkladı. Bu seviyenin geriye dö­nük olarak 500 baz puan, ileriye dönük olarak ise 1000 baz puanın üzerinde bir reel faiz fırsatı sun­duğunu belirtti.

Faiz indirim süre­cinin doğrudan mevduat maliyet­lerini düşüreceğini ve dolayısıyla kredi faizlerine yansıyacağını di­le getiren Akten, bankalar olarak faizlerin düştüğü bir ortamda li­mitler dahilinde kredi vermek is­tediklerinin altını çizdi. Genel Müdür Mahmut Akten, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü­ne yönelik beklentilerini ve ban­kanın hedeflerine yönelik DÜN­YA’nın sorularını yanıtladı.

Faiz düşüş süreci bankacılar için hep güzel. Aralık sonunda başlayan düşüş, ocak-şubatta politika faizi­ni B,5’e kadar indirdi. İlk çeyrek bu anlamda olumlu bir ortam sun­du.

Ancak kısa vadeli mevduatla dönüp uzun vadeli kredi verilmesi ve fonlama maliyetlerinin anında değişmesi, marjları baskı altına al­dı. Hem Türkiye hem global şoklar­la politika faizi tekrar yukarı geldi. İlk çeyrek güzel bir ortamdı, ikinci çeyrek sıkıntılıydı, özellikle faiz ve marjlar anlamında. En düşük marj­lara gelindi. Tarife değişiklikleri, yurt dışı gelişmeler Türkiye’yi bü­yük ölçüde etkiliyor.

CDS’lerin yu­karı gelmesi belirsizliklerle baskı yaratıyor. TL kredi büyümesi enf­lasyonun altında seyrediyor, kredi­ler üzerindeki limitlerden kaynak­lanıyor. Limit olmasa bile büyük kurumlar yüksek faizlerle talepte bulunmuyor. KOBİ tarafı daha faz­la etkileniyor. Büyük kurumların güçleri piyasada daha fazla. Ban­kacılık sektörü için ise ikinci çey­rek, ilk çeyrekten çok daha zor bir dönemdi. Regülasyonlar nedeniy­le faizlerin ve fonlama maliyetle­rinin yüksek kalmasıyla, en düşük marjlara ulaştığımız bir dönemden geçiyoruz.

Krediye erişimdeki sınırlama­lar devam ediyor. Faizler yüksek, ucuz erişim kısıtlı. Ancak KGF gi­bi limitlerin olmadığı istisnai alan­lar mevcut. KGF’deki ek limitler, li­mit tarafını çözüyor, bunun da KO­Bİ tarafını desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bunlar nefes aldırı­cı aksiyonlar. Fakat KOBİ ve ticari kredilere ayrı bloklar olarak bakı­yorlar. Bankacılar olarak, KOBİ’lere ayrı limitler koymak yerine, ticari ve KOBİ kredilerinin tek bir paket olarak değerlendirilmesini istiyo­ruz. KOBİ’lere konan %2,5 büyüme limiti yerine ticari ve KOBİ kredi­lerinin tek havuzda değerlendiril­mesi daha doğru. Küçük şirketlerin talebi daha fazla, bankacılar talebin yoğun olduğu yere kredi veriyor. Bu görüşler sektör olarak Merkez Ban­kası’na iletildi, inceleniyor.

Sıkılaşma devam ediyor. Kredi­ler üzerindeki büyüme limiti de­vam edecek diye düşünüyoruz. Kredi vermek aynı zamanda para piyasasını büyütmek, enflasyonu etkilemek demek. Dolayısıyla bu­nun tamamen silinmesini bekle­miyoruz bu dönem hem yabancı parada hem TL’de. Ama gevşetil­mesi gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü zaten faizlerin yüksek ol­duğu ortamda o kadar büyük bir talep yok.

İhtiyaç kredilerinde her zaman talep var. Faiz düştüğünde talep da­ha da artıyor. Buradaki en önem­li konu vadelerin bütün taleplerde 36 aya gelmesi gelmesi. Böyle bir talebimiz de oldu. Çünkü şu anki limitler biraz düşük ve 12 ay yapı­yorsunuz. Ben özellikle konut piya­sasının açılacağını........

© Dünya