Yakın zamanda medeniyetin bir şekilde biteceğine ve bir felaketle birlikte dünyanın sonunun geleceğine inanan zenginler kendilerini “Kıyamet Günü”ne hazırlıyor. Peki kendilerine lüks sığınaklar inşa eden milyarderler bizim bilmediğimiz ne biliyor da kendilerini 'dünyanın sonuna' hazırlıyorlar?

Küresel iklim krizi, susuz­luk, pandemi, Rusya- Uk­rayna Savaşı, Ortadoğu’da­ki çatışmalar, nükleer savaş tehdi­di derken olası bir üçüncü dünya savaşının ya da dünyanın sonunun yaklaştığına dair işaretler giderek çoğalmakta. Biz faniler oturmuş kaderimizi beklerken kendileri­ni olası bir “kıyamet” senaryosuna hazırlama derdine düşen milyar­derler ise Pasifik Adaları’ndan ara­zi satın alıyor, lüks sığınaklar inşa ediyor, etrafında alevli hendekler olan kaleler yapıyor!

Ölüm hayatın bir gerçeği. Hatta belki de zengin- fakir fark etmek­sizin istisnasız herkesin eşit bir şe­kilde başına gelen, bu haliyle de ha­yatı anlamlı kılan tek şey. Hiç öl­meyecekmiş gibi yaşadığımız için hayatta birçok şeyi ıskalıyoruz, is­tediğimiz kişiyle birlikte olamıyor, istediğimiz yerde yaşayamıyor, is­tediğimiz işi yapamıyoruz. Çünkü ölümün varlığını unutuyoruz.

Ölümü unutmayan bir kesim varsa onlar da dünyadaki milyar­derler. Hatta bu konuyla o kadar kafayı bozmuşlar ki ‘Survivalism’ (Hayatta kalmacılık) trendi adı al­tında olası bir kıyamet senaryosu­na karşı dünyanın her yerinde lüks sığınaklar yaptırıyorlar.

Bana “herkesin öldüğü bir dün­yada birkaç ay ya da birkaç yıl da­ha fazla yaşamak ister miydin?” diye soracak olursanız benim ce­vabım muhtemelen “Hayır” olur­du. Ancak özellikle de Silikon Va­disi’nin üst düzey yöneticilerinin başını çektiği dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi için sığınak sa­hibi olmak, artık olağan bir statü sembolü haline gelmiş durumda. Üstelik artık sıradan 500 bin do­larlık hayatta kalma sığınaklarıyla yetinmiyor,........

© Dünya