menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sivil toplum bitti

21 0
23.08.2025

Sivil toplumun altın çağından bu yana geçen 30 yılda yaşananlar, gücün daima el değiştirdiğini gösterdi. 1990’larda devletlerden sivil topluma kayan güç, şimdi yeniden devlete dönüyor. Sorulması gereken soru şu: Bu dönüşüm, açık toplumun geleceği için bir gerileme mi, yoksa yeni bir modelin başlangıcı mı?

Scorpions, Winds of Chan­ge, Fukuyama, Huntington, Giddens, Open Society ve 90’lar…

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) altın çağı. Uluslararası Af Örgütü, Greenpeace, Oxfam gibi devler, bütçelerini katlıyor, küre­sel erişimlerini genişletiyor, dev­let politikalarını değiştirebilecek nüfuza ulaşıyordu. Berlin’de kuru­lan Uluslararası Şeffaflık Örgütü, BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleş­mesi’ne ivme kazandırıyor; Kara Mayınlarını Yasaklama Kampan­yası Nobel Barış Ödülü alıyordu.

Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan ‘güç kayması’, dev­letlerden sivil topluma doğru bir otorite transferi yarattı. Ko­fi Annan’ın ‘21. yüzyıl STK’ların çağı olacak’ sözü, dönemin ru­hunu özetliyordu. Sivil toplum, yalnızca insani yardım sunan bir yapı değil; demokratikleşme, in­san hakları, çevre ve silahsızlan­ma alanlarında politika yapıcı bir güç haline gelmişti.

Bugün ise manzara bambaşka. Son 10 yılda bu yükseliş neredeyse durdu. 2010-2020 arasında ulus­lararası STK sayısındaki artış hızı azaldı, 3. sektör zayıfladı. Kamuo­yunun güveni aşındı, hükümetler sert kısıtlamalar getirdi, gelir kay­nakları daraldı. Devletler, kaybet­tikleri nüfuzu geri aldı. Liberal de­ğerleri besleyen küresel sivil top­lum hayali yerini, ‘sivil toplumun uzun kışı’na bıraktı.

1990’larda STK’lar, ilkeli ve kâr amacı gütmeyen yapılarıyla hem devletlerden hem şirketlerden ay­rışıyordu. Ancak 2000’lerden iti­baren sağdan ve soldan gelen eleş­tiriler arttı. Hesap verebilirlik, ta­rafsızlık ve etkinlik konularında ciddi........

© Dünya