menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İstanbul’u tahkim merkezi yapmak: Hayal mi hedef mi?

16 1
28.06.2025

İstanbul, 10 yıl içinde bölgesel uyuşmazlıklarda yılda en 5-7 milyar dolar müddeabih tutarında tahkim dosyalarına ev sahipliği yapabilirse bu sadece ülkeye döviz girdisi değil; avukatlık, tercümanlık, bilirkişilik, otelcilik ve dijital altyapı alanlarında binlerce kişiye istihdam yaratabilir.

Uluslararası tahkim artık yalnızca bir hukuk alanı değil, ülkelerin prestij ha­ritalarını şekillendiren stratejik bir sahne. Küresel yatırım akışının yönünü belirleyen bu alanda öne çıkmak, sadece uyuşmazlık çöz­mek değil; finans, diplomasi, hu­kuk ve itibar inşa etmek anlamına geliyor. İstanbul için bu sahneye çıkma arzusu yeni değil; ama bu­günlerde bu arzu, artık daha olgun, daha stratejik bir zeminde şekil­leniyor.

Dünya üzerindeki başarılı tah­kim merkezlerine baktığımız­da büyük potansiyel sahibi yaşlı kurt, kadim şehir İstanbul’un ne­den bu rekabete katılmak istediği­ni anlamak zor değil. Örnek Lond­ra, 1892’de kurulan LCIA ile bugün hâlâ global tahkim ekosistemi­nin zirvesinde yer alıyor. 2023 yı­lı itibarıyla LCIA’ya gelen davala­rın yüzde 85’inde taraflardan biri İngiltere dışından, bu da güvenin başkenti olduğunu gösteriyor.

Genç Singapur 1991 tarihli SIAC ile Asya-Pasifik’in lideri ol­muş durumda. 2022 yılında 477 başvuru alan merkezde, uyuş­mazlıkların yüzde 94’ünde yaban­cı taraflar yer aldı. Sunduğu hızlı çözüm mekanizması, tahkim dos­tu mahkemeleri ve güçlü dijital altyapısıyla Singapur artık sade­ce bir ‘Asya alternatifi’ değil, başlı başına bir marka.

Kıta Avrupası geleneğinin güç­lü aktörü Paris ise 1923’te kurulan ICC ile Fransa’nın yumuşak gücü­nü hâlâ tahkim masalarında his­settiriyor. ICC’ye her yıl 600’ün üzerinde başvuru yapılırken, bu başvuruların çoğunluğu Avru­pa dışından geliyor. Bu da Paris’i evrensel hukukla özdeşleşmiş bir merkez hâline getiriyor.

İstanbul’un bu ligde yer al­ma arzusunun temelinde yalnız­ca jeopolitik konumu değil, aynı zamanda tarihsel bir misyon ya­tıyor. Bu şehir, bin yılı aşkın sü­redir adaletin, hukuk metinleri­nin, kadim mahkemelerin beşiği olmuş bir yer. Bugün ise modern hukuk sistemleri içinde yeniden ‘arabulucu şehir’ kimliğini üst­lenmeye aday. 2015’te........

© Dünya