2035’te insan olmak
Yıl 2035.
Sabah gözünüzü açıyorsunuz. İlk olarak telefon değil, ‘kişisel yapay zekâ asistanınız’ sizi karşılıyor. Sadece hava durumunu söylemiyor; ruh hâlinizi tahmin ediyor, kahve siparişinizi veriyor, günün toplantılarını ses tonunuza göre iptal ediyor ya da hızlandırıyor.
İnsanlık, hiç olmadığı kadar konforlu… ve belki de hiç olmadığı kadar kırılgan.
Elon Üniversitesi’nin ‘Being Human in 2035’ raporu, tam da bu kırılganlık üzerine inşa edilmiş. 301 küresel uzmanın öngörüleriyle hazırlanmış, insanın yapay zekâ ile birlikte dönüşümünü masaya yatırıyor. Sadece teknolojiye değil, insanın kendine olan bakışına dair sorularla dolu bir çalışma. Açık söyleyeyim; raporu okuduğumda içimi hem umut hem de endişe kapladı.
Raporda uzmanların yüzde 61’i, önümüzdeki on yılda ‘insan olmanın’ ciddi şekilde dönüşeceğini söylüyor. Sadece teknoloji değil, insanın düşünme biçimi, empati kurma yeteneği, hatta ‘ben kimim?’ sorusuna verdiği yanıt bile değişecek.
Sosyal ve duygusal zekâ, derin düşünme kapasitesi, empati ve ahlaki muhakeme ile kişisel irade ve öz güven becerilerinin gerilemesi bekleniyor.
Merak ve öğrenme isteği, problem çözme becerisi, yaratıcılık ve yenilikçilik ise........
© Dünya
