Kabuğunu kıran ekonomistler
Türkiye ekonomisinin dezenflasyon yolculuğunda da her sektör kendi silahıyla zafere ilerleyecek. Leonardo’nun liderliği, Raphael’in cesareti, Donatello’nun zekâsı ve Michaelangelo’nun neşesi gibi, ekonomistler de özgün yetenekleriyle bu yolculuğa yön verecekler. Kabuklarını kıran ekonomistler, reel sektörle omuz omuza Türkiye’nin yeni hikâyesini yazacaklar.
“Splinter onlara ninja gençliği aşıladı Leonardo önder, Donatello mühendis Raphael asi Michaelangelo neşeli.” Ninja Kablumbağalar
Osman Hamdi Bey’in 1906 yılında resmettiği ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’, sabır ve kararlılıkla kabukları kırmanın sembolüdür. Bu sembolü benimseyerek, yaklaşık bir çeyrek asır sonra Türkiye ekonomisi tekrar sahneye çıkıyor. Kabuğunu kırmak ve ileriye sıçramak için iki iktisadi hedef yeniden deneniyor:
1. Tek haneli enflasyon.
2. Yatırım yapılabilir kredi notu.
Moody’s derecelendirme kuruluşunun kredi notunu bir kademe daha yükseltmesi, istikrar sürecinin pekiştiğini gösteriyor. ‘Durağan’ görünüm artık yukarı yönlü not artışları için güçlü bir baz. 23 Eylül 2024 tarihli ‘Aşkın Sonuna Kadar’ başlıklı yazımızda, risk primindeki gerilemenin 2025 yılı ve sonrasında devam edeceğini ve kredi notunu yukarı taşıyacağını analitik çerçevede detaylı biçimde vurgulamıştık.
‘Temkinli’ ve ‘ince ayar’ ile başlayan döngüde faiz hadleri düşerken para pahalı kalacak. Türk Lirası’nın değeri gözetilecek. Küresel konjonktürle uyumlanan Türkiye ekonomisinde iki kritik dinamik şekillenecek:
1. Dış finansmana erişim kolaylaşacak.
2. Tüketim – üretim dengesi yeniden kurulurken, büyümenin kalitesi yükselecek.
İki seneye yakın süredir uygulanan dez-enflasyon programı şu ana kadar şu aşamaları kaydetti:
1. Kur istikrarı sağlandı,
2. Cari fazla verilmeye başlandı,
3. Enflasyonda özellikle mal enflasyonunda belirgin düşüş gerçekleşti,
4. Rezerv birikimi hızlandı, ve
5. Risk primi geriledi.
Teknik açıdan bu maddelerin her biri birbiriyle etkileşim halindedir. Örneğin; cari açık sürerken kurda istikrar olmaz ya da rezervler azalırken risk primi düşmez.
2000’li yıllarda cari açık büyürken Türkiye-AB yakınlaşması ve küresel çapta değerlenen euro sayesinde Türk lirası istikrarlı görünmüştü. Çünkü “kur tünelindeki yılan” (snake in the tunnel, AB’nin resmi bir kur politikası terimidir) prensibi gereği AB’ye yakın ekonomilerin para birimleri euronun yörüngesinde hareket ederler. Bu dönemde finans hesabına yönelen fon akımları Türkiye’nin ödemeler dengesini desteklemişti. Ancak 2013 sonrasında Euro Bölgesi’nin kendi geleceğinin sorgulanmaya başlamasıyla fon akımlarının yönü değişti ve Türk lirası hızlı bir düzeltme yaşamak zorunda kaldı. Bu dinamikleri, 14 Ekim 2024 tarihli ‘J’den Z’ye Makro-İhtiyati Bir Cari İşlemler Serüveni’ ve 21 Ekim 2014 tarihli ‘5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra’ başlıklı yazılarımızda ayrıntılı biçimde ele almıştık.
CDS, ülkenin kredi notunu ve borç ödeme kapasitesini yansıtan sentetik finansal araçtır. Matematiksel modellerle fiyatlanan CDS, ekonomik verilerin yanı sıra siyasal gelişmeleri de dikkate alır. Örneğin; siyasi istikrarsızlığın bütçe dengesini bozabileceği ya da seçim dönemlerinde artan kamu harcamalarının stres yükleyebileceği varsayımları, CDS primlerine yansır. Ülkenin borcunu düzenli ödeyebilme kapasitesi arttıkça CDS primi geriler ve kredi notu yükselir. CDS düştükçe dış kaynaklar ucuzlar.
2013........
© Dünya
