Toplumumuz her geçen gün ciddi bir tehdit altında. Manevi değerlerimiz aşındırılıyor, aile kurumu ise benzeri görülmemiş saldırılar altında.

Aile kurumuna öyle büyük bir savaş açılmış ki, akla hayale gelmeyecek tahribatları görüyoruz.

2025 yılı “Aile Yılı” ilan edildi ancak bunun içini dolduracak çalışmaların büyük çoğunluğu sadece maddi desteklerle sınırlı kaldı. Elbette evliliğe teşvik, ekonomik desteklerle sağlanmalı.

Ancak aile kurumunun çökmesine sebep olan faktörleri sadece maddi boyutla ele alırsak yanılmış oluruz. İşin sadece bu boyutuyla ilgilenmek yeterli ve doğru olmaz.

Aileyi ayakta tutan sadece maddiyat değil; en az onun kadar önemli olan, hatta belki de daha belirleyici olan manevi değerlerdir. Ama manevi değerler neredeyse tamamen göz ardı ediliyor.

Bugün aile kurumunu tehdit eden en büyük unsur, sapkın ideolojilerin ve medya aracılığıyla yayılan yozlaşmanın aileyi itibarsızlaştırma çabalarıdır. Bu durum, toplumun en temel taşı olan ailenin yıkımına zemin hazırlıyor.

TÜİK verileri durumun ciddiyetini açıkça ortaya koyuyor:

Türkiye'nin çocuk nüfusu, Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesi olan %,5’e geriledi. Bu oranın 2080’de ,2’ye düşeceği öngörülüyor.

Evlilik hızının düşmesi aile kurumunun çöküşünün habercisiyken........

© Doğruhaber