Medine-i Münevvere’de Durdurulan Füzeler
İnsan, kandır, kemiktir, ettir, duygudur şudur budur da insan biraz değil çokça yorumdur. Hangi insan vardır ki, gördüğü, duyduğu, hissettiği, hayal kurduğu her şey onu alâkadar etmesin. Hangi aklı başında insan vardır ki, yarım yamalak bile olsa bildiği şeyler hakkında bir kanaati, bir düşüncesi, bir tavrı, bir tercihi olmasın. “Yorum yok” demek de çoğu zaman en keskin ve kısa yorum değil midir?
Ve yorum, bazen resimle olur, karikatürle olur, bazen şiirle, müzikle, hikaye ile romanla, tiyatroyla, filmle velhasıl sanatın, hünerin, mesleğin bin bir çeşidiyle olur.
Ve yorumun en hası, ağası, beyi paşası elbette ki beden diliyle olur. Yani amelle, eylemle, cehdle, bir şeylerinden feda etmeyle, vazgeçmeyle, başkasına değer katmayla, elinden tutup kaldırmayla olur.
Ve yorum deyip geçiyoruz da dinler de ideolojiler de gerek başlangıçları gerekse içerikleri bakımından büyük ölçüde buna dayanmıyor mu?
Mesela iki senedir herkesin kıymeti, ederi, değeri Gazze hakkındaki yorumlarıyla belli olmadı mı?
Filan zat, büyük bir alim olarak biliniyordu. Gazze’de zulme karşı gösterilen direnişi, idareye baş kaldırma olarak yorumladı ve gümledi gitti.
Başka bir şöhret-i kâzibe budalası, on binlerce şehid veren oradaki cihad gruplarını, “terör oluşumları” diye yorumladı ve "çem û çem" gitti (dereyi boyladı).
Öteki, “Gazze’de halk mazlum ama Hamas masum değil” diye yorumlayarak mükepkep oldu yani tepe taklak gitti.
Kimileri ise yeryüzünde şimdiye kadar yaşanan en büyük haksızlıklardan biri karşısında susarak şeytanlaştı, taşlaştı, taştan da fazla katılaştı. Çatlamadı, gözlerinden bir damla........
© Doğruhaber
