Gazze’yi İhmal Etmenin Tevbesi
Dün Ebu Ubeyde’nin sözleri hakikaten kitabın ortasından, “efradını cami ağyarını mani” bir açıklama idi.
Lafı eğip bükmeden, kıvırmadan, dolandırmadan dümdüz, harbiden ve samimiyetle vakıayı özetledi.
Liderlerinin ve komutanlarının şehadetlerinin bir kayıp değil kazanım olduğuna değindi.
Düşmanın ne kadar zayıf, korkak, yalancı ve kaypak olduğuna vurgu yaparken özellikle işgalcilerin tabanına seslenmiş oldu.
Netenyahu çetesinin dört ay önceki ateşkesi bozmasından bugüne yüzlerce siyonist askeri öldürüp yaraladıklarını, çoğunun da psikolojisinin bozulduğunu söylemesi karşı tarafta yeni bir şok dalgası oluşturacaktır.
Tabi ki Arap ve İslam ülkelerinin sadece yöneticilerinin değil alimlerinin ve halklarının seyirciliğine yönelik ifadeleri ise öncekilere göre çok daha netti -tamamen haklı olarak- keskindi ve ağırdı.
Sanki tüm müslümanları tevbeye çağırıyor gibiydi.
Bir vesileyle karşılaştığımız adli mahkûma, neden sürekli oruç tuttuğunu sormuştum. “Bu mahkemelerde bana verilen cezaların, asla işlediğim cürümlerin keffareti olmayacağını biliyorum. Şu halimle öyle utanıyorum ki, tuttuğum oruç bir şey değil ama onu tevbeme katık ediyorum” demişti.
Sonra -Allah onlardan razı olsun- Kâ'b b. Malik'le, Bedir ehlinden olan Murare b. Rebi' ve Hilâl b. Ümeyye’nin tevbesi hatıra geldi. Sadece........
© Doğruhaber
