Avrupa'dan Bakınca-3 Devlet ve Halk
Dördüncü gidişimle görüp düşündüklerim, hisse olarak kaydettiğim Avrupa’yı yazmaya devam.. Dert ve dersimiz olsun!..
Aslında neyi nasıl yazacağımı da pek kestiremiyorum. Devletin halkından mı bahsedeyim, halkın devletinden mi? Kim, kime daha egemen? Sosyal ve siyasi hayatın çarkını kim, nasıl çeviriyor? İşin burası önemli.
Halkın geçim derdinin sancısıyla hanesini endişelendiren, komşusuna, uğradığı sosyal ortamlara derd-i maişetini anlatıp onlardan yaşamın devamı için bi-şeyler koparmaya çalışan mustarip insanlar görmedim. Kaldı ki orda bu anlatılacakları dinleyecek insan da olmaz(!) Anlatılacak dert olsa belki çözebilecek insan da çıkabilir. İnlemenin olmadığı yede dinleme de olmaz!.. Belki de bundan(!)
Her vatandaş belli bir eğitimden geçmiş. Bu toplumun temayülü, imkân ve kabiliyeti; eğitimin daha ilk ve orta kademelerinde belli ki belirlenmiş!.. Nereden mi bildim? Bastığım yerden, girdiğim binalardan, yol ve köprülerinden, havaalanlarından, arazinin kullanılmasından… bildim.
Yeğenim Mehmed namı diğer Keleş’le şehrin dışına, ekili dikili alanlara, bağ bahçeleri… geziyoruz. İşin ustası olmuş. Gösterdiği alanlar, alınan hasılat, bahçelerin budanması… Her şey hayran bırakıyor. Avrupa’nın bu düzen, disiplin, eğitim ve aklını imkânlarının üstünde........
© Doğruhaber
