menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Nankörler ha!

14 0
08.07.2024

Marks’ın, önemli bölümlerini Proudhon, Rousseau, Fourier gibi isimlerden arakladığı özel mülkiyet karşıtlığı, bireyi mülk edinmekten uzak tutacak güçlü devlet aygıtını zorunlu görür. Çünkü ona göre, kötülüklerin sebebi, bireyin “benim” diyerek sınırlarını çizdiği özel mülkiyettir. Kapitalizmin sosyal sınıflar arasında oluşturduğu sıradağlarca farkı gören hak savunucuları için öneri, adalet-eşitlik adına makul bulunmuş, kimi İslami düşünürlerce de İslam'ın ekonomik bakışını yansıttığı yönünde yorumlanmıştır. Buna (Kur’an-ı Kerim'de de kıssaları anlatılan ama daha çok Tevrat anlatısının baz alındığı) Habil ve Kabil olayı örnek gösterilmiş, Habil, (sunduğu koyun üzerinden) özel mülkiyetsiz, herkese ait otlaklarda hayvanlarını otlatan “çoban”, Kabil ise (sunduğu buğday üzerinden) toprakların sınırlarla çevrildiği, özel mülkiyetin oluştuğu “çiftçi” olarak sembolize edilmiş ve insanın insanla olan ilk mücadelesinin kökeni, özel mülkiyetin oluşturduğu karakter üzerinden okunmuştur.

İslam, mülkiyet diktatoryasını bireyin elinden alıp yine insanın başat rol aldığı kurumların, devletin diktatoryasına terk etmez. Üretimin ana motoru olan “benim” güdüsünün sınırlarını çizer ve o sınırlar içinde “benim” güdüsünü terbiye etmenin yollarını gösterir. Suni şekilde var edilenleri ise yok etmeye çalışır. “Üret ama sakın aşırıya kaçacak........

© Doğruhaber


Get it on Google Play