Sorunlar masada görüşmeyle çözülür
Kıbrıs gibi cennet bir adanın bu hale gelmesinde her iki tarafın da sorumlulukları vardır…
Rumlar; 1963-74 arasında yapılanlardan sorumludur…
Silahlı saldırılar, sindirme politikaları ve devlet hizmetlerinden uzaklaştırma gibi ekonomik ve siyasal baskılar; Kıbrıslı Türklerin önemli bir kısmının adadan göçünü sağladı…
Kalanlar ise TMT’nin çizdiği yoldan yürümek zorunda kaldı…
“Kıbrıs Türk’tür Türk kalacaktır” sloganı vardı…
Babalarımız, abilerimiz genç yaşlarda silah altına alındı…
Binlerce Kıbrıslı Türk, mülkünü çok düşük rakamlarla varlıklı Rumlara satmak ve başka yerlere gitmek zorunda kaldı…
Bunlar yaşanmış gerçeklerdir…
Türk askeri harekatına zemin hazırlayan ise, sağduyu sahibi tüm Rumların kabul ettiği gibi Yunan Cuntası’dır…
Faşist Cunta 15 Temmuz 1974’te adaya kanlı saldırıda bulunmasa ve Makrios’u devirmeseydi, 20 Temmuz’da Türk askeri harekatı olmazdı…
Önümüze bakalım
“Geçmişi bilmeyen sağlam bir gelecek kuramaz” derler…
Doğrudur…
Geçmişi bilelim ama sağlam bir gelecek için de........
© Diyalog Gazetesi
