menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zihnin gözleri

16 16
12.07.2024

Öğrencilikten sonraki eğitimcilik hayatım çeyrek asra ulaştı.

Bu, elbette “Artık ahkâm kesebilirim.” kör cesaretine bir gerekçe olmadığı gibi öğrenme azminin önündeki cehalet seti de şahsım için “sürekli öğrencilik” mottom da bakidir hamdolsun.

Zira öğrencilerime en başından beri söylediğim, “İnsan, gözüyle değil beyniyle görür.” gerçeğini besleyen en önemli şeyin okumak olduğuna ve bunun da “sürekli bir hâl” olması gerektiğine inancım pekişerek ilerledi.

“İspatlar, zihnin gözleridir.” diyen Spinoza da asıl görme yeteneğini, mercek olan gözden alıp zihne taşıyor sanki.

Tarihin bir tarafında, zihni olabildiğince açık hâle getirmeye çalışanlar varken diğer tarafında kendi tekelciliğini yaşatmak ve kalabalıkları kendine sürekli mecbur tutmak adına çabalayan bilmesinlerciler, karanlıkçılar (obskürantizm) vardı hep.

Yani bilgiyi bir “iktidar aracı” olarak kullananlar, enfokrasi savunucuları.

Bu tür iktidarın ayakta kalabilmesinin yegâne koşulu, diğerlerinin zihnen kör bırakılması ve karanlığa terk edilmesidir.

Bu anlayış, pagan dönemin “Tanrı kral”ları ile görünür olmaya başlar erken tarihte.

Onlar, “Tanrı, sadece benimle görüşüyor ve onun söylediklerini de ancak size ben tercüme edebilirim. Siz sıradan insanların, onu duyması ve anlaması asla söz konusu olamaz.” diyorlardı.

Aslında bu, toplumda bir adım öne çıkmanın ve ilk hiyerarşinin, egemenlik hakkına sahip olmanın temellerini........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play