menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Savunma hattında bir gevşeme: Pasif ahlak

13 11
13.09.2024

Diyarbakır’da yaşanan ve öyle anlaşılıyor ki sadece masum bir çocuğun cinayeti ile -ki o bile yeterince acı iken- izah edilemeyecek bir toplumsal travmayla yüzleşiyoruz.

İfade tutanaklarına yansıyanlar; gerçekten tahammülü zor, mideleri bulandıran çok ciddi ahlaki yozlaşmaları -ancak Herodot tarihinde okuduğum ve pagan toplumlara özgü- andırıyor.

Bugün sonuçlarıyla yüzleştiğimiz ve Anadolu irfanımızın asla kabul etmeyeceği bu hâl ve tutumların sebepleri konusunda çok daha derin düşünmeye, tahliller yapmaya acil ihtiyacımız var.

Narin kızımızın hiç de adil olmayan bir şekilde, hatta ailesinin ve en çok güvendiklerinin eliyle ölüme gitmesinin yıktığı perdenin arkasından ortaya saçılanlar asla hafife alınamaz.

Palu ailesiyle yaşadığımız o travmayla bile gereken yüzleşmeyi yapamamışken böylesi bir sosyolojik tablo, her birimizin karşısına çok büyük sorular ve sorumluluklar dikiyor.

Pasif bir ahlak anlayışıyla, “Bana ne kardeşim. Ben kendi ahlakımdan sorumluyum. Her koyun kendi bacağından asılır.” dersek o zaman bu kötülükler, bir gün kendi kapımızı da çalabilir, Allah korusun.

Oysa İslam bize aktif bir ahlakı öneriyor.

Peygamberimiz, “Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin. Ona da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin ki bu da imanın en zayıf noktasıdır.” diyor.

Bugün masum bir kız çocuğunun aile içi bir katliama kurban gitmesi kadar, şahitlerinin susması........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play