Beddua benzer, pişkinlik benzer
Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisindeki en ağır hırsızlık, yağmacılık ve talan, FETÖ ve onun teröristleri tarafından yapılmıştır. Elbette, ilk başta bunların terörist ve CIA maşası casusluk şebekesi olduğunu bilmiyorduk. İsmet Özel gibi bazı mütefekkirler onu "Kardinal" diye anıyorlardı. Papa ile görüşmesi ve "Dinlerarası Diyalog” projeleri, bu konuda bizim de şüphe duymamıza ve eleştirmemize sebep oldu. Nitekim onlar, Hristiyanları ve Yahudileri "Ehl-i din" şeklinde tanımlayarak iş birliklerini meşru bir zemine dayandırmaya çalışsalar da, nihayetinde Evanjelist-Siyonist iş birliğinin farklı bir boyutunu ortaya koyuyor, İslam coğrafyalarını emperyalist Batı’nın etkisine açık hâle getiriyorlardı.
Oysa Cenab-ı Allah, "Lekum dînukum ve liye dîn” yani "Sizin dininiz size, benim dinim bana." diye açık bir şekilde Kâfirûn Suresi'nin 6. ayetinde bu durumu ortaya koyuyordu.
Nitekim Âl-i İmrân Suresi 19. ayette de, "İnne'd-dîne indallâhi’l-İslâm" (Kuşkusuz, Allah katında tek din İslam’dır.) açık ayetine rağmen bu münafıklığı yaptılar.
FETÖ elebaşısı, bu topraklara ve İslam'a ihanetiyle unutulacak biri değil. Peki, durup dururken nereden aklımıza geldi? Yakın geçmişte, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in katıldığı bir programda şu açıklamaları yaptığı görüldü: Tekin, yatay geçiş sürecinin yaşandığı........
© Diriliş Postası
