menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrail’in dokunulmaz statüsü çatırdıyor

36 1
28.05.2024

Geçtiğimiz hafta İsrail ve Netanyahu için kötü ama uluslararası toplum ve küresel barış için gayet iyi olan iki önemli gelişmeye şahitlik ettik. İlki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcısının Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebiydi. İkincisi ise Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Güney Afrika’nın başvurusu üzerine İsrail’in Refah’a yönelik askerî operasyonunu sonlandırmasına hükmeden ilave tedbir kararıydı.

Bu iki kararın detaylarına geçmeden önce bu kararların neden İsrail’in dokunulmaz statüsünü çatırdattığını söylediğimizi açıklamamız isabetli olacaktır.

Malumunuz İsrail kurulduğu 1948 yılından beri neredeyse hiçbir uluslararası hukuk kuralına veya emrine uymamasına rağmen herhangi bir yaptırıma maruz kalmamıştır. Aleyhinde alınan sayısız BM Genel Kurulu, İnsan Hakları Konseyi hatta BM Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamamış olan İsrail’in başına bir şey gelmemiş olmasının arkasında, Güvenlik Konseyi’nin veto gücüne haiz daimî üyesi olan ABD’nin sağlamış olduğu adı konulmamış bir dokunulmazlık statüsü bulunmaktaydı.

İsrail bu sayede 1948’den beri işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında her türlü insan hakları ihlalini yapıyor, savaş suçu ve insanlığa karşı işlenebilecek suçların hepsini rahatlıkla işliyordu. Zira arkasında her hâl ve koşulda ona destek veren, arkasını kollayan bir ABD vardı. ABD’nin mevcut küresel düzendeki konumu nedeniyle de hiçbir ülke veya uluslararası kuruluş/mahkeme, ABD’yle karşı karşıya gelmeyi istemediğinden İsrail’in bu hukuksuzluğunu sonlandırmak için teşebbüste dahi bulunamıyordu.

Avrupa ülkeleri ise İkinci Dünya Savaşı esnasında Naziler tarafından yapılan ama tüm Avrupa ülkelerinin bir şekilde ortak olduğu Yahudi soykırımının suçluluğu nedeniyle İsrail’e karşı aşırı toleranslı davranıyor, âdeta geçmişteki hatalarını telafi etmek için İsrail’in günümüzdeki suçlarını görmezden geliyorlardı.

Hâl böyle olunca da İsrail; bir taraftan ABD’deki Yahudi lobisinin, bazen milyonlarca dolar harcayarak bazen de Epstein vakasında olduğu gibi karanlık ilişkilerle sağladığı partiler üstü konum sayesinde hem de yönetimde kimin olduğundan bağımsız şekilde ABD’nin mutlak desteğini alıyor, diğer taraftan da Holokost mağduriyeti sayesinde Avrupa’nın da desteğine mazhar oluyordu.

Ancak İsrail’in şimdiye kadar sahip olduğu bu statü artık çatırdamaya başladı. Hem de 7 Ekim’i bir fırsat olarak görüp sözde Hamas’ı ortadan kaldırmak bahanesiyle başlattığı Gazze’ye yönelik saldırılarda neredeyse Gazze’nin yüzde 80’ini yıkıp en az 35 bin insanı katletmişken…

Aslına bakılırsa her şey İsrail’in yolsuzluğa gömülmüş, kişisel ikbali için ülkesini bile ateşe atmaktan çekinmeyecek, Gazze kasabı lakaplı başbakanı Netanyahu’nun istediği gibi gidiyordu.........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play