menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Helal olsun Mehmet Yılmaz’a

55 0
13.11.2025

Türkiye’de yıllardır aynı ezber tekrarlanır:

“Siyaset yargıya karışıyor.”

“Bazı dosyalar talimatla açılıyor.”

“Bazı davalar yukarıdan yönlendiriliyor.”

Bu söylemler, Türkiye’yi itibarsızlaştırmak için hem içeriden hem dışarıdan körüklenir. Ama işte şimdi öyle bir örnek yaşandı ki, bütün bu ezberler tek kalemde bozuldu.

Adalet Bakan Yardımcısı Mehmet Yılmaz’ın teyzesi, Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdür Yardımcısı Müzeyyen Yazıcı, oğlu Ahmet Yazıcı ile birlikte “usulsüz satış” suçlamasıyla tutuklandı.

Yani iddialar üzerine yürütülen bir soruşturma, kimsenin soyadına, makamına, akrabasına bakılmadan ilerledi.

Ne bir telefon trafiği, ne bir perde arkası pazarlık, ne de “yukarıdan” bir baskı…

Ve en önemlisi:

Mehmet Yılmaz, bu süreçte tek kelime etmedi.

Ne kamuoyu önünde “ailemi mağdur ediyorlar” dedi, ne de perde arkasından dosyaya müdahale etti.

Şimdi durup düşünelim.

Gerçekten siyasetin yargıya yön verdiği bir ülkede,

Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan bir bürokratın yakını, hele ki “teyzesi”, böyle bir kararla karşılaşabilir miydi?

Cevap basit: Hayır.

Bu tablo, aslında Türkiye’nin hukukun üstünlüğü konusunda geldiği noktayı anlatıyor.

Kim olursa olsun, hangi akrabalık bağıyla anılırsa anılsın; suça karışmışsa bedelini öder.

Bu ülkenin adalet terazisi, bugün Mehmet Yılmaz’ın sessiz duruşunda yeniden güven tazeledi.

Helal olsun Mehmet Yılmaz’a.

Adaletin kılıcını eğmeden, terazisini şaşmadan tutabildiği için…

Ve bir kez daha gördük ki:

Şeriatın kestiği parmak acımaz — yeter ki adaletin eli titremesin.

//////////////////////////////////////////////

YANLIŞ YERDE ARADIĞINIZ DÜŞMAN

Furkan Bölükbaşı, sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “sonu Menderes gibi olmasın” diyerek tehdit etti.

Sözde bir uyarıydı bu… Ama satır aralarına gizlenmiş zehirli bir niyet vardı:

Halkın seçtiği Cumhurbaşkanına,........

© Diriliş Postası