menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıs tatlısını Rum sofrasına meze yapmayız

13 0
18.11.2025

Değerli okurlarım, başlığı görünce birazcık ağzınız tatlanmış olabilir. Ancak bugün “aman ağzımızın tadı bozulmasın” hissiyatıyla yazacağım. KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi, Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti, KKTC’nin kuruluşunun 42. yıldönümü, Akdeniz’in enerjisi, güvenliği vs vs… Yani bugünlerde Kıbrıs’ı yazmak için onlarca sebep var.

***

Tarih boyunca imparatorlukların, egemen güçlerin ve emperyalist niyetlerin hedefi olmuş “Akdeniz’in Anahtarı” hüviyetindeki Kıbrıs, yine dünyanın gündeminde. Akdeniz havzasındaki enerji kaynakları, deniz yetki alanı anlaşmaları, kıta sahanlığı, Hint ticaret koridoru, Afrika’nın kapısı, Avrupa’nın gümrüğü, Asya’nın ufku, Gazze’nin umudu, İsrail’in kâbusu…

Yani tüm yollar Kıbrıs’a çıkıyor.

Uzun uzadıya yazmayacağım. “Kıbrıs, Türkiye’nin iç meselesidir” düsturuyla birkaç kelam edeceğim.

Bunu; sofrasında Kıbrıs mandalinası, üzerinde Kıbrıs keteni, evinde Kıbrıs gazisi, kulağında Kıbrıs türküsü olan bir vatanın evladı olarak yapacağım. Meseleyi, ana vatan–yavru vatan değil, düpedüz “vatan” şuuruyla izah edeceğim.

***

Geçenlerde KKTC’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Türkiye’nin adadaki tezlerine harfiyen sadık mevcut Cumhurbaşkanı’na karşı Tufan Erhürman kazandı. Daha önceki bazı söylemleriyle birleşince bu tercih, ada halkının federasyondan yana bir tavır takındığı biçiminde yorumlandı. Öyle ki ilk tepki MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli, Türk halkının hissiyatını yansıtacak şekilde “Kıbrıs’ta federasyon tez ve tekliflerinin geçerliliğinin ve geleceğinin olmadığını” güçlü şekilde ifade etti. Bir nevi yeni Cumhurbaşkanı’na........

© Diriliş Postası