İMRALI ÇIKMAZI KOMİSYON AÇMAZI
Komisyon heyeti İmralı’ya gidecek mi, gitmeyecek mi? Bugünlerde en çok tartışılan konuların başında bu geliyor. MHP lideri Devlet Bahçeli, son grup konuşmasında “Gerekirse üç arkadaşımı alır ben giderim.” diyerek komisyonu harekete geçmeye çağırdı. Artık Sayın Bahçeli’nin açıklamaları kimseyi şaşırtmıyor. Her defasında el yükselterek sürecin tamamlanması konusunda büyük bir çaba sergiliyor.
Birileri dağılan milliyetçi oylar üzerine leş kargaları gibi üşüşürken, siyasi tüccar edasıyla “Biz ne kazanırız?” diye ellerini ovuştururken; Bahçeli, “önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” çizgisinde, MHP’nin kadim felsefesinde söylem ve politikalar üretmeye devam ediyor. Hiçbir dönem iktidara, itibara ve iltifata talip olmayan MHP/Bahçeli, Terörsüz Türkiye Süreci’nde tüm siyasi riskleri üstlenerek, Türkiye’nin önünü açmayı, bu terör belasından ülkeyi kurtarmayı hedefliyor. Bunun için her yolu deniyor, tabiri caizse tüm tuşlara basıyor.
Niyet hayr, akıbet hayr diyelim.
Peki, bu son adım ne kadar doğru?
***
Terörsüz Türkiye Süreci bugün İmralı kavşağında sıkışmış vaziyette. Yakalandığında “Fırsat verilirse Türkiye’ye hizmet etmeye hazırım.” diyen PKK liderinin bu sözü yıllar sonra yeniden gündeme gelmiş; Türkiye, Öcalan’ın çağrısı ile örgütün -tüm unsurlarıyla- tasfiyesini hedefleyen yeni bir süreç başlatmıştı.
Seçilen yöntem doğruydu; çünkü silahlı mücadele ile fiziki hedefler yok edilse bile fikri bataklık ancak müzakere ve mütareke ile kurutulur. Türkiye bu meseleyi, bugün ya da yüz yıl sonra, kalıcı biçimde ancak masada çözebilir.
***
Birçok aşaması olan süreç temelde iki ana başlıktan oluşuyor: PKK’nın silah bırakması ve demokratik siyasetin güçlendirilmesi. 27 Şubat tarihli mektubunda........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein