menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vatan savunması olarak anne-baba olmak

24 24
26.07.2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki on yılı ‘Aile Yılı’ ilan etmesinin sebebi nedir?

Ülke olarak tehlike çanları çalıyor da ondan.

Çok kritik bir eşikteyiz.

“Türkiye uçurumun kenarında” demek, inanın abartı değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır “her aile, en az üç çocuk dünyaya getirsin” dediğinde çok öngörülü bir politikayı benimsemişti.

Dün “Erdoğan, yatak odamıza karışmasın” diyen muhalifler, bugün “Erdoğan haklıymış” başlığını atıyorlar.

Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan dün de haklıydı, bugün de haklı.

Eğer toplumsal zihniyet dönüşümü yaşanmazsa, Türkiye’nin nüfusu 25 milyona düşebilir.

Önce realiteyi ortaya koyalım, sonrasındaysa tehlikenin boyutunu ifade edelim.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın açıklamaları geldiğimiz vahim tabloyu rakamlarla ortaya koyuyor. Göktaş, “Türkiye olarak bir nüfus krizine doğru ilerliyoruz. Doğurganlık oranımız 1,48’e düştü. Bu, tarihimizin en düşük seviyesi. Ortalama anne olma yaşı yükseliyor ve doğurganlık hızı azalıyor. İlk evlilik yaşı erkeklerde 28.3’e, kadınlarda ise 25.8’e yükselmiş durumda. Gençlerimiz geç evleniyor, geç çocuk sahibi oluyor. Ortalama anne olma yaşı 29.3’e yükseldi ve doğurganlık hızı azalıyor. TÜİK’in en dehşet veren senaryosuna göre; 2100 yılında nüfusumuzun 25 milyona kadar azalacağı öngörülmektedir. Önümüzdeki 5 yıl içinde nüfus artış hızımız bu şekilde düşmeye devam ettiği takdirde, ilkokulda okuyan öğrenci sayısında yaklaşık 900 bin azalma öngörülüyor. Günümüzde çekirdek aile kavramıyla birlikte ortalama hane halkı büyüklüğü 4’ten 3’e düştü. Tek kişilik........

© Diriliş Postası