ABD ‘YENİ TÜRKİYE’ İLE UZLAŞMAK ZORUNDA KALDI
Türkiye, Erdoğan liderliğinde ‘Eksen Türkiye’ paradigmasını oluşturdu.
Ne tam Batı ekseni ne de sadece Doğu tarafgirliği…
Türkiye’nin tarihi kodlarını taşıyan çıkarlar neyi-nasıl ve kiminle gerektiriyorsa, onunla iş tutma becerisini, Cumhurbaşkanı Erdoğan çok profesyonel biçimde hayata geçirdi.
Ve bu tarz tuttu!
Erdoğan, hem Putin hem de Trump tarafından saygı gördü. İki taraf da Erdoğan ile masaya oturdu.
ABD, Türkiye’nin “emir eri” pozisyonundan sıyrılıp kimlikli ve omurgalı bir duruş sergilemesine, istemese de alıştı.
ABD, hegemonik hedefleri için Ortadoğu’da türlü planları hayata geçirmişti. Afganistan’ın işgalinden Irak müdahalesine, DAİŞ kurgusundan Suriye iç savaşına, İsrail’e verilen sürekli destekten Türkiye seçimlerine müdahaleye kadar (Gezi, darbe girişimi, PKK Hendek Olayları ve muhalif medya-STK’ların fonlanması) çokça plan kurdular.
Ve fakat Türkiye ve Suriye özelinde hesaplar tutmadı.
Trump’ın sürekli Suriye vurgusu yapması da bu yüzden.
Erdoğan sadece Türkiye’ye değil Suriye’ye de omurgalı bir hüviyet kazandırdı.
Savunma sanayiinde önemli bir aşama kazanan ve bölgesinde söz sahibi olan bir Türkiye’yi daha fazla dışarda tutmak ABD’nin işine gelmedi.
Çünkü ötekileştirilen Türkiye’de Erdoğan, kaybeden olmadı. Hem kendi iktidarda kalmayı başardı hem de ülkesine pek çok konuda çağ atlattı.
Rusya, Çin, Türkmenistan, Afrika ve Arap coğrafyasında aktif ilişkiler ağı kuran........
© Diriliş Postası
