menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kimin hırsızlığı daha büyük?

10 2
06.07.2025

Bir bankayı soymak nedir ki, bir banka kurmanın yanında?” (Berthold Brecht)

Bugün herkes yolsuzluktan, rüşvetten, belediyeyi soyanlardan şikâyet ediyor.

Ama sorulması gereken daha derin, daha hakikî bir soru var:

- Faizle servet biriktiren biri, belediyeyi soyan bir siyasetçiden daha mı temizdir?

- Zekât vermeyen bir zengin, kamu malını iç eden bir memurdan daha mı masumdur?

- Halka borç yükleyip yıllarca faizle geçinen biri, sadece rüşvetle iş görenlerden daha mı az vebal altındadır?

Bu sorular bizi rahatsız eder belki. Ama işte tam da bu yüzden sorulmalı.

Çünkü İslam, sadece eyleme değil niyete, neticeye ve adalete de bakar.

Ve kul hakkı, sadece rüşvetle değil — faizle, zekâtı vermemekle ve sessizlikle de yenir.

2000 yılında, İstanbul’da katıldığım bir stratejik araştırmalar vakfı toplantısında, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin kamu maliyesine dair çok net veriler paylaştı:

“Türkiye, yılda 60 milyar dolar vergi toplar. Bunun 50 milyar doları faize gider. 5 milyar doları memur maaşlarına, kalan 5 milyar doları da yatırıma ayırabiliriz.”

Ayrıca, 19952000 arasında Türkiye’deki yolsuzlukların toplamının 100 milyar doları bulduğunu da söyledi.

Baykal’ın bu sözleri, herhangi bir siyasi polemik değil; sistemin içine düşürüldüğü bataklığı teşhis eden bir konuşmaydı.

Ben oradaydım. Duymadım; dinledim.

Anladım ki mesele kişiler değil, düzenin ta kendisiydi.

Türkiye, 2023’te yaklaşık 170 milyar USD vergi topladı. Bu tutarın:

* 22 milyar USD’si faiz ödemelerine,

* 40 milyar USD’si kamu personeline,

* 46 milyar USD’si sosyal yardımlara,

* 20 milyar USD’si........

© Dikgazete.com