menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fulya hoca için: Erdem, ilke, cesaret ve nezaketle yaşanmış bir hayata saygıyla

5 0
yesterday

(Diken’in notu: Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla Prof. Dr. Fulya Atacan, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attığı için 7 Şubat 2017’de kanun hükmünde kararnameyle (KHK) Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edildi. Barış akademisyeni Atacan, bir yıldır İngiltere’de kanser tedavisi görüyordu. 9 Temmuz’da hayatını kaybetti.)

Fulya hocayı ilk kez 2001’de, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yeni kurulan bölümde tanıdım. Akademik hayatımın henüz başındaydım. Daha ilk karşılaşmadan itibaren onda dikkatimi çeken şey, kelimelere dökülmesi dahi kolay olmayan bir tutarlılıktı. Cesaretiyle, zarafetiyle, adalete inancıyla, doğrudanlığıyla ve bir o kadar da içtenliğiyle oradaydı.

O, sadece bir akademisyen değildi. Hakikatin ve sahiciliğin nasıl yaşanacağını gösteren bir insandı. Üstelik bunu yalnızca büyük meseleler karşısında değil, gündelik hayatın küçük anlarında da aynı durulukla taşıyordu. İnsanı yargılamadan anlamaya çalışan, kibirsiz ama dik, incelikli ama net bir sesle konuşan biriydi. Bize yol gösterdi ama bir kürsüden değil; aynı sofrada, aynı koridorda, aynı dertlerin, aynı kahkahaların içinden.

Odalarımız karşı karşıyaydı. Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) üniversiteden atıldığımız gün, odalarımızı toplarken çekilmiş bir fotoğraf var elimde. Elinde bir çiçek buketi tutuyor.

Ama asıl hafızama kazınan görüntü, geçen yaz son buluşmamızda içime işleyen o andı; bir süredir sağlığının iyi olmadığını biliyorduk ama meşum hastalığından henüz habersizdik. Hocamızsa İngiltere’deki tetkikler sonucunda hastalığını öğrenmiş, Türkiye’deki bir sağlık kuruluşunda durumunu teyit etmişti.

Tüm bu koşturmalarının içinde bizleri görmek istedi, Nişantaşı-Kurtuluş........

© Diken