menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Patron Karadağ, garson Bulgaristan, müdavimler tüm Balkan coğrafyasından

30 0
20.02.2025

Çok teşekkür ederim sevgili okur. Takip ettiğiniz için de, önerileriniz için de. Sayenizde yeni yerler öğreniyorum. Olabildiğince de sizden gelen önerilere öncelik vermeye çalışıyorum. Müdavimin kendi meyhanesine sahip çıkmasını, ayrıca takdir ediyorum.

X’ten gelen mesaj üzerine Sefaköy yollarına revan oldum.

Bu kez bir okurun X’ten attığı mesaj üzerine düştüm yola. Yol uzun, biraz da çileli. Olsun. Çilemiz meyhane yolunda olsun.

X’teki rumuzu M. olan okur, onore edici mesajında Kafadar’ı önermiş:

“Üstadım selamlar. Küçükçekmece’nin bir dönem ağırlıklı olarak Balkan göçmenlerinin yaşadığı ve hâlâ etkisini sürdürdüğü Sefaköy semtindeki bir mekânı sizinle paylaşmak istedim. Mekân da pek tabii Balkan etkisini taşıyor. İddia ediyorum Pendik’teki benzerlerinden lezzet ve fiyat açısından oldukça pozitif ayrışıyor. Eğer olur da ziyaret listenize alırsanız, biz de gidip geldiğimiz bir mekânı bir de sizin gözünüzden görüp kaleminizden okuma şerefine nail olacağız. İyi akşamlar dilerim :)”

Zevkle…

Önce Kabataş-Bağcılar tramvayının Zeytinburnu durağından Yenikapı-Atatürk Havaalanı metrosuna aktarma yaptım. Metrodan Yenibosna’da inip çıkıştaki duraktan İETT’nin HT-20 otobüsünü yakaladım. Google’a göre Sefaköy Merkez durağında inip birkaç dakika yürümem gerek.

Sefaköy trafiği diye İstanbul’dan bağımsız bir fenomen olmalı. Yürüsem daha hızlı varırdım muhtemelen ama ben buraları bilmiyorum; Google’ın ocağına düştüm.

İki saattir yollardayım, hava karardı tabii. Niye daha erken yola çıkmadım diye kendime kızdım. Yıllar var ki bu taraflara yolum düşmemişti. Erken gelseydim etrafı gezerdim turist gibi. Neyse, bir dahaki sefere artık.

Sefaköy, Küçükçekmece’ye bağlı, ilçenin merkezi konumundaki bir semt. Balkan göçmenleri yoğunluklu. Daha önce Sofraköy, Safraköy adlarıyla da anılmış. Avrupa’ya sefer yapan lojistik firmalarının yoğun olduğu yerlerden.

Mekâna ulaştığımda, kapının önünde sigara içmeye çıkmış müşteriler, daha içeri girmeden ilk olumlu izlenimi yarattı.

Daha kapıdan girmeden olumlu izlenim, sigara dışarda içiliyor.

Boş masalar olsa da kalabalık sayılır. Henüz erken. Karşılayan olur mu diye bekledim ama nafile. Öyle adetleri olmadığını oturunca anladım. Her gelen istediği yere oturuyor, çünkü herkes birbirini tanıyor.

Tek olduğumu söyleyip masa istediğim garson, adisyonların da tutulduğu bankoyla mutfağın birleştiği köşenin önündeki sekiz kişilik masanın ucuna oturttu. Meze dolabı hemen sağımda. Dolap zengin görünüyor. 16-17 çeşit meze, etler… Masanın diğer ucunda benim gibi yalnız bir beyefendi rakısını yudumluyor.

Meze dolabı zengin.

Ortam oldukça aydınlık. Belli bir anlayışla dekore edilmiş. Mekâna özen gösterildiği belli. Kapıdan girince karşınıza gelen taşıyıcı kolon, kare salonu dörde bölüyor. Dediğim gibi sağda fıçı biranın da servis edildiği banko, mutfakla köşe oluşturuyor. Mutfağı geçince tuvaletler; erkekler bölümünde sadece üç pisuvar var. Tuvaletler de salon gibi özenli ve temiz. Kadınlarınki muhtemelen pek seyrek kullanılıyor.

Bira soğutulmuş bardakla servis ediliyor. Kuru et lokum.

Duvar kenarındaki dörder kişilik masalar, yapma çiçeklerin bulunduğu dekoratif saksı seperatörlerle, gerektiğinde hemen birleştirilecek şekilde birbirinden ayrılmış. Orta sırada da ikişer kişilik masalar var.

Dört bir yandaki ekranlarda alevli şömine görüntüsü var. Şimdilik. Fonda Baba Radyo çalsa da pek duyulmuyor, ses boğuk. Soldaki duvarda asılı iki büyük çerçevede, siyah-beyaz eski İstanbul fotoğrafları kolajı,........

© Diken