Kızılcıklar Oldu…
Kızılcık, kimseye boyun eğmeden, yalnızca yaşadığı coğrafyaya tutunarak ayakta kalmayı ilke edinen Anadolu halkının elini uzattığında tutunduğu ilk dallardan biriydi. Anadolu coğrafyası üzerinde hızla artan kentleşme baskısı ve yıkıcı uygulamalar ne yazık ki ilk önce bu kadim türlerin dalını kırıyor. Herhangi bir koruma kalkanı bulunmayan kızılcık ağacı da tıpkı alıç, kuşburnu, muşmula, mersin, çitlembik ve ahlat gibi Anadolu insanının tutunageldiği diğer dallarla birlikte yalnızca bizlerin göstereceği doğru ve akılcı tavırlarla geleceğe taşınabilir…
Bilimsel adı ‘Cornus mas’ olan kızılcık, ‘Cornaceae’ olarak sınıflandırılan ‘kızılcıkgiller’ ailesinin bir üyesi. Anadolu’nun bir çok bölgesinde yabani olarak yetişen türün yoğun yayılış bölgeleri ise Toroslar ile Karadeniz bölgesi boyunca uzanan sıradağlar. İç Ege ve Orta Anadolu’nun ormanlık kesimlerinde de rastlanan kızılcığın bir çok kullanım alanı var.
Anadolu halkı binlerce yıldır kızılcığın benzersiz tadını ve güçlü aromasını yaşamına katık etmiştir. Bugünün insanı ne yazık ki doğanın verdiği her türlü değere “acaba ne faydası var” türünden yaklaşıyor. Oysa yaşadığınız coğrafyada var olan her türün, sizin de içinde olduğunuz o büyük varoluşa doğrudan ya da dolaylı olarak bir katkısı var.
Kısacası insana doğrudan bir yararının olup olmadığına bakmak en hafifinden sorunlu bir bakış açısıdır… Yine de kızılcığın portakaldan iki kat daha fazla ‘C’ vitamini içerdiğini........
© dibace.net
