TARİHÎ EMRİN MUHTEVÂ ANALİZİ
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları!
Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydân Muharebesi’nde zâlim ve mağrûr bir ordunun aslî unsurlarını inanılmayacak kadar az bir zamânda imhâ ettiniz. Büyük ve necîb milletimizin fedâkârlıklarına lâyık olduğunuzu ispât ediyorsunuz. Sâhibimiz olan büyük Türk milleti istikbâlinden emin olmağa haklıdır.
…..
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan
Mustafa Kemâl”
GİRİŞ…
Bu makalede 30 Ağustos 1922 tarihinde kazanılan Dumlupınar Zaferi’nden iki gün sonra Başkumandan Mustafa Kemâl Paşa tarafından Batı Cephesindeki TBMM Ordularına verilen 1 Eylül 1922 tarihli emrin muhtevâ analizi yapılmaktadır.
26 AĞUSTOS’TAN 1 EYLÜL’E KADARKİ GELİŞMELER
Yunanların Anadolu’da bulunan işgâl kuvvetlerini Anadolu’dan söküp atmak üzere planlanan Büyük Taarruz, Başkumandan Mustafa Kemâl Paşa komutasında 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü saat 05.30’da fecirle birlikte başladı. Topçu atışlarıyla düşman mevzilerinin yumuşatılması, tahrip edilmesinin ve böylece taarruza elverişli hâle getirilmesinin ardından başlayan taarruzlar sonucu Tınaztepe, Toklutepe, Belentepe ile Kalecik Sivrisi’nden Yunan birliklerini püskürttüler, büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında on beş kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdiler.
Büyük Taarruz öncesinde Afyon güneybatısına intikâl etmiş olan Fahrettin (Altay) Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu gizlice ve süratle Ahır dağları üzerinden (Afyon’un bastısındaki) Sincanlı ovasına akıp (kuzeyindeki) Dumlupınar ovasına doğru ilerledi, düşmanın muharebesini sekteye uğratmak için telefon ve telgraf hatlarını kesip, Afyon-İzmir demiryolunu tahrip etti ve böylece Afyon cephesindeki Yunan birliklerinin İzmir ile demiryolu bağlantısı da kesildi. 5. Süvari Kolordusunun bu başarılı manevrâ ve harekâtı, harekât öncesinde Afyon güneyinden Eskişehir’e doğru kuzey doğuya bakan bir hilâl şeklinde konuşlanmış olan Türk kuvvetlerinin hilâlimsi uçlarının sol taraftan sağa doğru biraz daha daralmasına sebep oldu. Diğer bir ifadeyle 5. Süvari Kolordusu Yunan Küçük Asya Ordusu (YKAO)nun [1] Tümgeneral Trikupis komutasındaki Afyon Grubunu (1. Yunan Kolordusunu) arka cenahtan kuşatmaktaydı.
Türk birlikleri harekatın ilk günü sabahtan öğleye dek birçok önemli savunma mevziini ele geçirmesine rağmen Yunan birlikleri aynı gün ilerleyen saatlerde kaybettiği kimi mevzileri geri almayı başarmıştı. Gün boyunca devam eden muharebede Yunanlara ait tahkimât ve engeller tahrip edildi. 5. Süvari Kolordusu da başarılı bir şekilde Yunan hatlarının gerisine sarktı.
Türk birlikleri 27 Ağustos’ta saat 08.00 civarında 1.301 rakımlı Erkmentepe’yi zapt ettiler, saat 09.00’da da bir gün önce ele geçirilen ama ardından kaybedilen Kırcaaslan Tepesi’nde Türk süngüsü parladı. Saat 12.30 itibarıyla ise cephedeki hedeflerini ele geçirmiş olan 23., 15., 3. ve 14. Türk Tümenleri ovaya çekilen 1. ve 7. Yunan Tümenlerini takip etmekteydi. Saat 13.00. General Trikupis daha batıda bir savunma hattı tutmaya karar vererek karargâhı ile birlikte Afyon’u terk etti. Bu elverişli durum üzerine saat 15.30’da Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa 2. Orduya sol yanı ile şiddetle Yunan hatlarına taarruz emri verdi. “Altı ayda dahi aşılmaz” denen ve tahkim edilmiş Yunan savunma hatları yarıldı ve Tümgeneral Trikupis komutasındaki Yunan Afyon Grubu Afyon’a doğru geri çekilmeye başladı. Devam eden Türk taarruzlarında tüm hatlarda düşman mevzilerine şiddetli darbeler indirildi. Türk birlikleri 27 Ağustos akşamına doğru bir yıldır Yunan işgâlindeki Afyon’a da girdi. Eşzamanlı olarak Yunan Afyon Grubu da perişan bir hâlde Afyon batısı ve Dumlupınar güneyindeki Sincanlı ovasına atıldı.
İlk zafer haberleri üzerine yurdun her tarafından Meclise, Başkomutanlığa, gazetelere ve Hükûmete tebrik ve sevinç telgrafları yağmaya başladı. Rusya Federatif Sovyet Şûrâlar Cumhuriyeti [2] Dışişleri Bakan Yardımcısı Lev Mihayloviç Karahan, Ankara Hükûmetine gönderdiği telgrafta zaferi kutladı ve zaferin Rusları da sevince boğduğunu, kesin zaferin yakın olduğuna inandıklarını bildirdi. Başkumandanlıktan Meclis’e gönderilen telgraf da şu şekildeydi: “İki gündür kesintisiz devam eden muharebeler sonucunda Afyon’u kurtardık. Esir, ağır ve hafif top ile her çeşit malzemeden ganimet çoktur. Kumandanlarımız sevk ve idarede kumandanlarından üstündür.” Bu telgrafı tâkiben Meclis de Başkumandanlığa zafer diledi, Afyon’un alınmasından dolayı selam ve saygılarını bildirdi.
28 Ağustos Pazartesi. Büyük Taarruz’un üçüncü günü. Devam eden şiddetli muharebelerde Türk birlikleri tüm hatlarda yiğitce ve şevkle harp etmeye devam ettiler. İzmir’deki YKAO Başkomutanlığı İzmir’e giden hatlarının emrettiyse de Afyon Cephe Komutanı Tümgeneral Trikupis bu emri alamadı. Afyon Cephesinden gelen vahim haberler nedeniyle Korgeneral Hacıanesti, YKAO Başkomutanlığı görevinden istifa edecektir. Türk birlikleri gün içinde Afyon’dan Uşak ve Antalya’ya giden karayolları arasında ve Afyon’un 33 km batısında bir kazâ olan (bugünkü ismi Sinanpaşa olan) Sincanlı’yı da Yunan işgâlinden kurtardı. Gün sonunda Yunan kuvvetlerinin ilk hatları tamamen ele geçirildi ve çekilme yolu da tamamen tutuldu.
Başkumandan saat 20.30’da Afyon’a girdi. Bu esnada cephedeki Yunan kuvvetleri de üçe bölünmüş durumdaydı. General Sumilas komutasındaki 3. Yunan Kolordusu dört tümen hâlinde Eskişehir’de, General Trikupis komutasındaki 1. Yunan Kolordusu dört tümen hâlinde Altıntaş-Balmahmut arasında, General Diyenis komutasındaki cephe ihtiyatı görevindeki 2. Kolordu da üç tümeni ile Afyon kuzeybatısındaydı. Gün sonunda düşmanın ikinci kademe mevzîlerde tertiplenmesi de önlendi. Yunan kuvvetleri bir an evvel Dumlupınar’a çekilip ayrı Franko Grubu ile birleşip yeniden cephe tutmak ve tertiplenmek isterken, TBMM Orduları da Yunan kuvvetlerinin yeniden tertiplenmesine fırsat vermeden imhâ etmek istiyordu.
29 Ağustos Salı. Büyük Taarruz’un dördüncü günü… Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa kendisine bağlı 1. ve 2. Ordulara gönderdiği emirde düşmanın muharebeyi nerede kabul edeceğinin belli olmadığını, amacın düşmanı Anadolu içinde imhâ etmek olduğunu, bunun için düşmanın çekilme yolu ile telefon ve telgraf hatlarının kesilmesini, demiryolu ulaşımının engellenmesini, menzil kollarına baskınlar yapılmasını, Kocaeli Grup Kumandanlığına da sorumluluk bölgesindeki harekâtın gizli tutulmasını, yaklaşma yürüyüşlerinin de gece yapılmasını emretti. Sabah erkenden 1. Ordu bağlılarından 1. Kolordu Komutanı Albay İzzettin (Çalışlar) Bey de şiddetle takibe devam emri almıştı. General Franko Grubunun Dumlupınar mevzilerinde tutunmasına imkân vermeden Trikupis Grubu ile birleşmesini önlemeli, Toklu Sivrisi, Kaplangı Dağı ve Arpa Gediği alınmalıydı.
Cepheden Meclis’e, Meclis’ten de basına ve vatan sathına yayılan haberler sevinç gösterileriyle karşılanmakta. Adana’da da Rus Konsolosu, Vali Refet Beyi makamında kutlayarak “Bu Şark’ın zaferidir.” diyordu.
Saat 08.00’da 11. Türk Tümeni ile 5. Yunan Tümeni arasında (Afyon’un batısında Sincanlı ya da günümüzdeki ismiyle Sinanpaşa ilçesine bağlı) Başhimse köyünde şiddetli çarpışma yaşandı. 4. ve 9. Yunan Tümenleri de mevzilenince muharebe (Dumlupınar’a bağlı bir köy olan) Selkisaray köyünün bulunduğu bölgeye yayıldı. Saat 10.00’da 14. Türk Süvari Tümeni, Yunan birlikleri ile temas sağladı. Dumlupınar bölgesinde 23. Yunan Tümeni şimdi de 14. Türk Süvari Tümeni ille karşılaşınca şaşkına döndü. Saat 12.30’da ise Toklu Sivrisi 6. ve 57. Türk Tümenleri tarafından ele geçirildi.
Saat 14.30’da Tümgeneral Diyenis komutasındaki Yunan İhtiyat Kolordusu ile Tümgeneral Trikupis komutasındaki Yunan Afyon Grubu birleşmek üzereyken hiç hesapta olmayan 1. Ordu bağlısı 1. Kolordu’nun en kuzeydeki tümeni olan Yarbay Ömer Halis (Bıyıktay) Bey komutasındaki 23. Türk Tümeni araya girdi ve Trikupis Grubunun yolunu kesti. Saat 16.00’da 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, muharebe alanında düşmanın telaşla batıya doğru sıyrılmaya çalıştığını gördü ve 23.Tümene Çalköy-Dumlupınar yolunun kesilmesini emretti. Akşam… Gün boyu süren muharebeler sonucunda Trikupis Grubu beş tümeni ile birlikte doğuda (Dumlupınar’ın kuzeyinde) Hamurköy, güneyde Aslıhanlar ve ortada Çalköy olmak üzere çember içine alınmıştı. Fahrettin (Altay) Paşa komutasındaki 5. Kolordu süvarileri, 2. Ordu bağlısı 6. Kolordu, tümenleri ile birlikte kuzey ve kuzeydoğudan, 1. Ordu bağlısı 4. Kolordunun tümenleri de güney ve doğudan Yunan kuvvetlerini sıkıştırmaktaydı.
Trikupis Grubunun emniyetle geri çekilebilmesi için sadece kuzeybatıda Kızıltaş Vadisine giden bir açıklık kalmıştı. Bu sırada görevi Dumlupınar’ın kuzeyinde bulunan, 5. Efzun Alayı’nın savunduğu Arpagediği’ni zapt etmek olan ve Dumlupınar istikâmetine doğru ilerlemekte olan Yarbay Ömer Halis Bey komutasındaki 23. Tümen’in öncü alayı buradaki Efzun Alayı’na karşı muharebeye girer. 23. Tümen’in diğer alayları da Arpagediği’ne ilerlerken, bir Yunan birliğinin Dumlupınar istikâmetinde ilerlediği haberi üzerine Yarbay Ömer Halis Bey, tümenini iki gruba ayırarak ve kuvvetinin büyük kısmını Dumlupınar’a yürüyen Yunan birliklerinin önünü kesmek için kuzeye yönlendirir. Bu sırada Dumlupınar yolundaki Yunan birlikleri ile Arpagediği’ndeki Yunan birlikleri arasında yaklaşık 10 kilometreden az bir mesafe kalmıştı. İşte 23. Tümen’in kuzeye yönelmesi, Yunan kuvvetlerinin bu boşluğu kapatmasına fırsat vermedi. YKAO üç gruba bölünmüş ve bu gruplar arasında da fizikî temas imkânı kalmamıştı.
Saat 21.00’de Kuvvetlerine Çalköy’e çekilme emri veren Trikupis, Dumlupınar yolu tıkandığı için Çalköy’de birlikleri toplayıp Kızıltaş Vadisinden Uşak istikâmetinde çekilmeyi düşünüyordu. 5. Tümen Komutanı Albay Rokas, 9. Tümen’den bazı birliklerle müştereken Dumlupınar yönünde bir yarma taarruzu gerçekleştirmiş ise de 23. Tümen’in kararlı savunmasıyla bu deneme sonuçsuz kalır.
Saat 22.00’de Fahrettin (Altay) Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu tarafından Yunan kuvvetlerine karşı süvari hücumu başlatılır. 5. Süvari Kolordu’suna bağlı 14. Türk Süvari Tümeni’nin gece baskınları Yunan birliklerinde yıkıcı tesir yapar. Aşağıdan da 12. Türk Piyade Tümeni iki alayıyla gece baskını yapınca Yunan cenahında ortalık hayli karışır.
Gece boyunca, Yunan askerlerinin kuşatmayı yarmasını engellemek için Türk taarruzları sürdürülür, Türk birlikleri tarafından Dumlupınar soşesi ele geçirilir, Aslıhanlar ovasına hâkim tepeler zapt edilir ve Dumlupınar – Uşak yolu kapatılır. Özetle, torbanın ağzı büzülür, Trikupis Grubu çembere alınır ve Eskişehir’deki Yunan kuvvetleri ile Trikupis Grubunun bağlantısı kesilir.
Trikupis Grubu’nun durumu hayli ümitsizleşmişti. Afyon........
© dibace.net
