KUTSAL KURUM: AİLE
Aile; insanlık tarihinin en eski, en köklü ve en temel müessesesidir. Yalnızca biyolojik değil; aynı zamanda ruhsal, ahlâkî ve toplumsal bir birlikteliktir. Kur’ân-ı Kerîm’de yaratılış süreci anlatılırken kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan varlıklar olduğu belirtilerek; “Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden O’dur...” (Zümer, 6) buyurulmaktadır. Bu ayet, insanın yalnızca yaratılışta değil, duyguda ve hayat yolculuğunda da eşiyle bir bütün olduğuna işaret etmektedir.
Hz. Âdem ve Hz. Havva’dan itibaren insanlık serüveni bir aile çatısı altında başlamıştır. Bu yönüyle aile; sadece beşeri değil, aynı zamanda ilâhî bir düzenin parçasıdır. Aileyi kuran, koruyan ve yücelten tüm değerler İslâm’da; hem bireysel sorumluluk hem de toplumsal bir yükümlülük olarak değerlendirilmiştir.
İslâm’da aile kurumu; nikâh bağıyla meşrulaşır ve bu bağ, Allah katında bir “misâk-ı galîz” yani ağır bir sözleşme olarak kabul edilir (Nisâ, 21). Evlilik sadece iki bireyin değil, iki ailenin ve hatta iki toplumun da birleşmesidir. Aile; bir sevgi, merhamet ve güven ortamı olmalıdır. Kur’ân bu ortamı şu şekilde tarif etmektedir;“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun varlığının delillerindendir...” (Rûm, 21).
Peygamber Efendimiz (s.a.v), aile hayatında; adaletin, şefkatin, sadakatin ve........
© Denge
