KİMSENİN YARA BANDI OLMAYIN...
İnsan ilişkilerinde en tehlikeli rollerden biri “kurtarıcı rolü”dür. Birini iyileştirme, ayağa kaldırma, ona güç verme çabası; yanlış tercih edilmiş bir yoldur. Bu süreç; görünürde sevgi doludur ama çoğu zaman kişisel yıpranmayla, duygusal tükenmişlikle sonuçlanır. Yara bandı, yaranın kapanması içindir, yara iyileşince, o bant sökülür ve bir kenara atılır. Birini karanlıktan çıkarırsınız; ışığı görünce gözleri kamaşır, size değil ışığa bakar. Hatta bazen, o ışığa ulaşmasına yardım eden eli bile görmezden gelir. Bu yüzden denmiştir ki; “Körün gözü açıldığında kırdığı ilk şey bastonudur.” Baston, bir zamanlar hayat kaynağıydı ama artık ona eski hâlini hatırlatır.
İnsanlar, kendilerine zayıf zamanlarını hatırlatan şeylerden kaçma eğilimindedir. Kurtarıcı değil, yol gösterici olmak önemlidir. Birini kurtarmak, onun yerine yük taşımaktır. Oysa yol göstermek, yükü nasıl taşıyacağını öğretmektir. Aradaki fark büyüktür. Kurtarıcı; başkası için yaşar, yol gösterici; başkasının yaşamasına vesile olur. Biri bağımlılık oluşturur, diğeri özgürlük kazandırır. İslâm ahlâkı da bu dengeyi öğütler. Kur’ân, yardımlaşmayı emreder ama aynı zamanda kişinin kendi ayakları üzerinde durmasını da teşvik eder; “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm, 53/39) Birine yardım ederken, onu tembelliğe değil gayrete yönlendirmek gerekir. Çünkü sürekli sırtladığınız insan, sonunda sizin sırtınıza alışır. Siz olmadan yürüyemez hâle gelir. İşte o an, siz yardım etmiyorsunuzdur artık; bir tür duygusal köleliğe dönüşmüştür bu bağ.
Zayıflık hatırlatıcısı olmayın. Birine zor zamanında destek olursunuz; o kişi güçlenince sizden uzaklaşır. Bu vefasızlık........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein