İSLÂM VE GENÇLİK...
Gençlik; hayatın en enerjik, en üretken ve en etkili dönemidir. Bu çağ; insanın kimliğini inşa ettiği, ideallerini belirlediği, inanç ve düşünce temelinin atıldığı bir dönemdir. Gençliğini doğru değerlendiren bir birey, yalnızca kendisine değil; ailesine, toplumuna ve ümmete yön verebilir. Bu sebepledir ki İslâm; gençliği büyük bir nimet olarak görür ve onun kıymetini bilmeyi tavsiye eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini biliniz. İhtiyarlığından önce gençliğinin...” buyurarak gençliğin, ömür sermayesinin en değerli dönemi olduğunu vurgulamıştır. Zira bu dönem; ilme yönelmenin, ibadetle kemâle ulaşmanın ve topluma hizmet etmenin en güçlü zamanıdır.
İslâm’da gençlik sadece bir “geçiş dönemi” değil; sorumlulukların başladığı, bireyin ahlaki ve toplumsal yükümlülüklerle tanıştığı bir dönemdir. Kur’an-ı Kerîm’de Hz. İbrahim’in, Hz. Yusuf’un ve Ashâb-ı Kehf’in gençlik dönemlerine dair anlatılan kıssalar; bu yaşların Allah’a kullukta nasıl üstün örnekler barındırdığını göstermektedir. Hz. İbrahim’in genç yaşta putlarla mücadelesi (Enbiyâ, 21/60), Hz. Yusuf’un iffetini koruması (Yusuf, 12/23-24), Ashâb-ı Kehf’in tevhid uğruna zorluklara göğüs germesi (Kehf, 18/13) bu bağlamda örnektir.
Hadislerde de gençlik öne çıkarılmıştır.........
© Denge
