menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ENGELLİLERİ ANLAMAK...

5 1
latest

3 Aralık Engelliler Günü, toplum olarak kendimize tutulmuş bir aynadır. Çünkü bir milletin gerçek medeniyeti, güçlüleri nasıl ağırladığıyla değil daha fazla desteğe ihtiyaç duyanları nasıl taşıdığıyla ölçülür. Engelli bireylerin önündeki engelleri kaldırmak, onlara yapılacak en büyük hizmet ve en gerçekçi hürmettir. Zira çoğu zaman engel bedende değil; zihinde, bakışta, anlayışta ve tavırda başlar. Engelli kardeşlerimiz toplumun dış halkası değil, gerçek merkezidir. Onların varlığı; bizim empati, vicdan ve insanlık kapasitemizin sınandığı alandır. Ne yazık ki toplumdaki asıl sorun, engellilik değil; engelli bireylerin doğru anlaşılmamasıdır. Anlaşılamamak ise onlar için görünmeyen ama en ağır sosyolojik engeldir. Kimi zaman acıyarak yaklaşmak, kimi zaman yok saymak, kimi zaman da yapamayacağını varsaymak; fiziksel engelden daha acı verir.

Oysa İslam’ın temel öğretisi, insanı bedeniyle değerlendirmeyi reddeder. Allah katında değer; niyette, kalpte, sabırda ve gayrette gizlidir. Nitekim Hz. Peygamber’in Abdullah ibn Ümm-i Mektûm’u defalarca Medine’de vekil bırakması, bir âmânın toplumun en üst görevine getirilebildiğini gösteren büyük bir örnektir. Bu, Müslümanın engeli kusur görmediğini; engelli bireyi mükellefiyet sahibi, sorumluluk taşıyan, toplumun onurlu bir parçası olarak kabul ettiğini ortaya koyar. Engelli bireylerin her birinin farklı bir imkâna, farklı bir desteğe ve........

© Denge