DÜNYA CENNETİ: EŞ KIYMETİ BİLMEK...
Hayat, insanı en çok ilişkilerinde sınar. İnsanın çevresinde çok insan vardır; kalabalıklar içinde yaşar, tanıdıkları artar, dostları çoğalır gibi görünür. Fakat zaman, maskeleri düşürür; menfaatler biter, imkânlar tükenir, güç dengesi değişir ve bir gün insan anlar ki yanında kalanlar değil, yanında kalan bir kişi vardır, o da; eşi'dir. Çünkü ömür, aslında en çok “bir insanın yanındaki bir insanla” tamamlanan bir yürüyüştür. Herkes terk eder, insan eşiyle baş başa kalır.
Eş kıymeti bilinmelidir. Zira iyi bir eş, dünyada cennettir. Bu anlayış; sadece romantik bir tespit değil; hem psikolojik, hem sosyolojik, hem de derin bir İslâmî hakikatin yansımasıdır. Çünkü “cennet” sadece ahirette vaat edilen bir mutluluk değil, dünyada da; kalbe, eve, yuvaya yerleşen bir huzur hâlidir. O huzurun en büyük mimarı, eştir.
Bir insanın gerçek yalnızlığı, eşsizliğidir. İnsanı anne-babası büyütür, kardeşleriyle oynar, arkadaşlarıyla güler, dostlarıyla paylaşır ama bir noktadan sonra hayatın imtihanı değişir; insan, kurduğu yuvada yeniden “baştan başlar.” Artık yanında doğuştan verilmiş bir aile değil; kendi seçtiği bir eş vardır. Hayatın yükü, kaderin iniş çıkışları, hastalık, maddi sıkıntı, kırgınlık, umut, emek; hepsi bu birliktelikte sınanır.
Eş, insanın sığındığı limandır. Bazen susarak anlaşılan dost, bazen gözyaşını saklayacak omuz, bazen sessizce yanında duran ama varlığıyla güç veren yarısıdır. Kalabalıklar içinde alkışlayan çok olur ama bir tek kişi senin sessizliğini anlar. O da eşindir. Bu yüzden bir eş sadece “hayat arkadaşı” değil; bazen........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d