2025’in Sonuna Gelinirken Türkiye’nin Siyasi Ahvali
Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Türkiye’nin son yerel seçimlerindeki en büyük partisi, ana muhalefet CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu süreçte gözaltına alınması ve tutuklanmasına varan hadiseler silsilesi, 30 Ekim 2024’te yine Türkiye’nin en büyük ilçe belediyesi Esenyurt’un belediye başkanı Ahmet Özer’in gözaltısı ile başlamıştı.
İmamoğlu’na destek vermesinden ürkülen TÜSİAD’ın yöneticilerine açılan soruşturma iş insanlarına, Türkiye dizi sektörünün kritik ismi Ayşe Barım’ın tutuklanması da Türkiye’deki ünlülere gözdağı mesajı olarak yaşananlara eklendi. Bütün bunlara şimdilik akim kalmış olsa da son Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmiş Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ekrem İmamoğlu’nun desteğiyle Özgür Özel’e karşı kaybettiği kurultaya dair kayyum ve iptal soruşturmaları eklendi.
Geçen sürede tutuklamalar CHP içinde yayıldı. En çok izlenen muhalif yayıncı Fatih Altaylı dahi Cumhurbaşkanını tehdit suçlamasıyla bugün cezaevinde. İmamoğlu hakkındaki iddianamenin açıklandığı süreçte Özel-İmamoğlu ekibine karşı Kılıçdaroğlu-Baykal çizgisinden gelen eski muhalif siyasetçi, gazeteci ve akademisyenlere yandaş ekranlar açıldı ve CHP yönetimine baskılar arttı. Yine bu süreçte muhalif gazeteci ve yayıncılara da yargı baskısı ağırlaştı. Kimi önde gelen kamusal figürlerin çizgilerinde sapmalar gözlendi.
İmamoğlu’nun, Cumhurbaşkanı adaylığının yargı yoluyla önünün açıktan ve doğrudan kesilmeye çalışılması, Türkiye’deki demokrasiye dair kısıtlamaların boyut ve seviye değiştirdiğini gösteriyor. Daha öncesinde muhalefete baskılar; kamu kaynaklarının yandaş medyanın finansmanında kullanılması, kamu medyasının taraflı yayıncılığı, muhalif medyaya hukuki ve mali baskılar, muhalefete söylemini inşa ederken hukuki sınırlamalar şeklinde gerçekleşiyordu. Doğrudan tutuklamalar ise HDP-DEM çizgisi dışındaki muhalefette tek tek isimlerle sınırlı kalıyordu.
İmamoğlu ve ekibinin tutuklanması ile Türkiye’de ilk defa yargı, doğrudan muhalefetin adayına ve onun beyin takımına yöneldi. Her ne kadar YSK’nın ve AA’nın adaletsiz tutumları ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki kimi uygulamalar Türkiye’deki sandık meşruiyetine zarar vermiş olsa da ilk defa muhalefetin kendisini yenebilecek adayına doğrudan bir yargı müdahalesi gerçekleşti. Bu müdahale ile Türkiye satıhta bile işleyen bir demokrasi olma özelliğini kaybetmiş oldu.
İktidar tarafından onaylanmayan, yani iktidarın adayı karşısında yenilgisi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein