Geçmişten Bugüne Trump-NATO İlişkileri
Dünya Donald Trump’ı, her ne kadar on yıllardır ABD siyasetinde bilinen bir isim olsa da, özellikle Cumhuriyetçi Parti içinde başkanlık aday adaylığını ilan ettiği 2015 yılından itibaren yakından takip ediyor. Bu yazıda popülist hamleleri, enteresan çıkışları ve zaman zaman kaba üslubuyla 10 yıldır ABD siyasetinin en çok tartışılan isimlerinden biri olan Donald Trump’ın ABD-NATO ilişkilerine olan etkisinden söz edeceğim.
Kasım 2016’da gerçekleştirilen başkanlık seçimleri için yılın başında partisindeki ön seçimlerde boy gösteren Trump, en güçlü rakibi Ted Cruz’a karşı ezici bir farkla seçimleri kazanarak Haziran ayında partisinin resmi başkan adayı oldu. Ön seçim sürecinde ABD’nin o güne kadar alışageldiği Transatlantik politikalarına karşı eleştirel bir yaklaşım sergileyen Trump, rakibi Cruz ile de dönem içinde bu konudan kaynaklı çeşitli polemiklere girdi.
Ukrayna’da 2013 sonunda başlayıp 2014’te yeni bir geleceğe kapı aralayan Euromaidan protestoları sonrası gerçekleşen Onur Devrimi’ne karşı silaha sarılarak Kırım’ı işgal eden bir Rusya gerçeğine rağmen, yalnızca 2 yıl sonra bir ABD başkan adayının NATO’nun varlığına yönelik sorgulayıcı tutumunu dile getirmesi, medya ve kamuoyunda çokça eleştirinin hedefi oldu.
Bugünkü söylemine benzer biçimde o gün de ABD’nin NATO’da gereksiz bir harcamaya girdiğini ve NATO’nun ABD’ye yük olduğunu vurgulayan Trump, parti içindeki rakipleri tarafından izolasyonist olmak ve teröristlerin önünü açmakla itham edildi. Yine yarışta rakibi olacak olan Demokrat Hillary Clinton, Trump’ın o yıllarda verdiği NATO karşıtı demeçlerin sonuna kadar üstüne giderek kampanyasında kullandı.
NATO’ya tarihsel anlamda saygı duyan ancak varlığının günümüzde gereksiz olduğunu düşünen Trump’ın, 2016’da başta dış politika olmak üzere pek çok konuda tepki çeken görüşlerinden ötürü seçimi kazanamayacağı düşünülüyordu. Ancak pek çok tahmini altüst ederek Clinton’a karşı seçimi kazandı ve ABD’nin 45. Başkanı seçildi. ABD’deki kurumlarla çalkantılı bir ilişkiye sahip olacağı tahmin edilen Trump, beklendiği üzere başta Pentagon olmak üzere pek çok kurumla iç ve dış politikada ayrışmalar yaşadı, hatta görev dönemi içerisinde Dışişleri Bakanını bile değiştirdi.
2017’de göreve başladıktan sonra NATO’ya karşı daha ılımlı bir tavır takınan Donald Trump, yine de fırsat buldukça NATO’nun diğer üyelerinin de ittifakta üstlerine düşen görevleri yapmaları gerektiğini ifade edip ABD’nin sırtına yük bindirildiğinden şikayet etmekten geri durmamıştır. Her ne kadar Trump’ın ABD’yi NATO’dan çıkarması ihtimali gerçekçi........
© Daktilo1984
