menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AKP, Kemalizm ve Milliyetçilik

13 0
29.08.2025

Millet ve milliyetçilik kavramları, modern siyaset bilimi ve sosyoloji literatüründe sürekli bir şekilde tartışmalara konu olan, sınırları tam olarak belirlenemeyen içeriklerdir. Bu nedenle milliyetçilik yalnızca ideolojik bir yönelim değil, aynı zamanda tarihsel, kültürel ve psikolojik süreçlerle beslenen çok katmanlı bir görüngüdür. Neredeyse her düşünürün kendi bağlamına göre geliştirdiği farklı milliyetçilik tanımları, kavramın toplumsal algıdaki belirsizliğini daha da artırmaktadır.

Sosyolojik açıdan bakıldığında milliyetçilik, bir yandan kolektif aidiyet ve kimlik inşa süreci olarak işlerken, diğer yandan toplumsal dışlama ve sınır çizme pratiklerini de beraberinde getirmektedir. Sosyal psikoloji açısından ise milliyetçilik, bireyin kendini daha büyük bir “biz” kategorisi içinde tanımlayarak güvenlik, aidiyet ve anlam duygusu kazanmasına aracılık eder; fakat bu durum sıklıkla “öteki”nin dışlanması ve tehdit algısının sürekli yeniden üretilmesiyle sonuçlanır. Bu nedenle milliyetçilik, yalnızca bir ideoloji değil, aynı zamanda kimlik, güvenlik ve güç eksenli bir toplumsal psikoloji olgusudur.

Anthony D. Smith’in geliştirdiği sınıflandırma, milliyetçiliğin iki temel ideal tipe ayrılabileceğini ortaya koyar: Bunlar sırasıyla teritoryal ve etniktir. Teritoryal milliyetçilik, vatandaşlık eşitliği, hukukun üstünlüğü ve ortak bir siyasi kültür üzerinden toplumu bir araya getirmeyi amaçlarken; etnik milliyetçilik, soy, dil ve köken temelli bir homojenlik anlayışını önceler. Etnik milliyetçiliğin, çoğu zaman dışlayıcı ve hatta otoriter rejimlerle uyumlu bir zemin sunduğu açıktır. Bu bağlamda Atatürk milliyetçiliği, bazı dönemlerde etnik vurgular içerse de, esas itibariyle teritoryal nitelikte bir milliyetçilik formuna yakındır. Kemalist devrim, dini aidiyetin yerine ulusal bağlılığı koyarak yurttaşlık temelli bir kamusal ethos inşa etmeye çalışmıştır. Bahsi geçen bu dönüşüm, devletin modernleşme sürecinde toplumsal bütünlüğü yeniden tanımlaması olarak da okunabilir. Ancak bu inşa sürecinde dini cemaatler ve etnik farklılıklar kimi zaman........

© Daktilo1984