‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da
İstanbul dolu dizgin. İstanbul 18. bienal ile baştan çıkarıcı: Sanat her yerde. İçimizde dışımızda. Resmi programda 30’u aşkın ülkeden 47 sanatçı, 100’ün üzerinde eserle, 8 farklı mekânda... Bir de sayısız sanatçı atölyeleri... Bir de paralel sergiler... Sonsuz, sınırsız, meydan okuyan bir cümbüş! Hepsi birden şaha kalkmış, “Beni de gör, beni de gör” diye haykırıyor! Yetişmek imkânsız. Seçim yapmak zor. İştah açıcı. Kışkırtıcı. Düşündürücü. Anlamaya çalışmak yorucu. Ama yine de tadına doyamıyorsunuz.
Dünyamız, ülkemiz, İstanbul’umuz, çevremiz, içimiz ve dışımız ateş çemberi, şiddet, öfke, kin, nefret, haksızlık, hukuksuzluk, baskı, yasaklar ve tehditler egemenliğinde...
Bu ortamda şu sözlere kulak verin:
“Kedinin dokuz canlı olduğu söylenir. Kentin sevilen ve sayılan bu sakini, sokakların arasından süzülür. Zekâsı ve cazibesiyle yoldan geçenler için kural tanımaz bir yoldaş rolüne bürünür. Binlerce yıllık evcilleşmeye rağmen tehlikeler karşısında yabaniliğini korur. Oyun ile tehlike arasında git gellerle yaşayan kedi, meraklı bir ruha sahiptir. Zaman zaman bu ona ağır bir bedel ödetebilir, hatta bir uzvuna mal olabilir. Üç ayaklı kedi, bir görünüp bir kaybolarak sessizce gezinir. Aksak yürüyüşü, anlatılmamış bir dehşetin yankılarını taşır. Yine de arada bir soluklanır, başını kaldırıp gökyüzüne bakar ve gezegenin ufkunu sorgular. Kimi zaman tökezlese de zarafetini kaybetmeden yeni denge hareketleri........© Cumhuriyet





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d