menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

34 33
wednesday

Genç Cumhuriyet, 1923-1939 arasında Türkiye’de köylerde, kasabalarda ve illerde 4.373 ilkokul açtı. 1935’te Türkiye’de 5.000 civarındaki köy ilkokulu sayısı, 1939-1940’ta 8.032’ye, 1949-1950’de 15.505’e çıktı.

Bu fotoğraflar, İ. Hakkı Tonguç’un 1939’da İlk Öğretim dergisinde yayımlanan “Köylerde Okul Binaları İnşaatı” adlı yazısından alınmıştır. (İlk Öğretim, 27, İkinciteşrin 1939, C.2, S. 27, s.130-131)

AKP’nin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e göre Türkiye’de 20 yıl önce (AKP öncesinde) ilkokul yokmuş! Oysa Türkiye’de 20 yıl önce değil, 100 yıl önce, Osmanlı’dan Cumhuriyete geçilirken ilkokullar çok yetersizdi. Genç Cumhuriyet, 1923-1950 arasında Türkiye’de on binlerce ilkokul yaptı, on binlerce ilkokul öğretmeni yetiştirdi.

Osmanlı’da 16. yüzyılda eğitime başlangıç –ilk eğitim- için sıbyan mektepleri vardı. 4-6 yaş arasındaki kız ve erkek çocukların birlikte okuduğu bu okulların müfredatında Kuran okuma, din pratiği, namaz sureleri ve biraz da yazı dersi vardı. Askeri sınıf ve halk bu okulları yaşatıyordu. Medrese gibi okullara bu okullardan mezun olanlar alınıyordu. (1)

1876 Kanuni Esasi’sinin 14. maddesi ile de ilköğretim “tüm Osmanlı efradına zorunlu” olacaktı. Ancak bu kağıt üzerinde kaldı. Osmanlı’da köyler hep okulsuz kaldı. Köylü, okuma yazma öğrenemedi. Osmanlı’da ilköğretim gelişmedi. Örneğin “çok okul açtı” denilen II. Abdülhamit, ancak 253 sıbyan mektebi açabildi. (2) Açılan ilkokullarda da hiçbir zaman bilimsel eğitim verilemedi. Osmanlı’da ilköğretim o derece geri kaldı ki, 19. yüzyılda yeni yükseköğretim okulları açılınca, bu okullara alınacak öğrenciler için “ ilköğretim kurslarına” ihtiyaç duyuldu. (3)

II. Meşrutiyet döneminde ilköğretim parasız ve zorunlu hale getirildi. İlköğretim için özel vergi konuldu. 1913’te “Tedrisat-ı İptidaiye Kanunu Muvakkati” ile il özel idarelerine ilköğretimin finansmanını sağlama görevi verildi. Öğretmen maaşlarının düzensiz verilmesi ve belli bir standarda bağlanmaması da ilköğretimin gelişmesini engelledi. (4)

Mustafa Kemal (Atatürk), Kurtuluş Savaşı’nın başlarında Ankara’ya giderken, 24 Aralık 1919’da Kırşehir’e uğramıştı. Orada Atatürk’ü coşkuyla karşılayanlar arasında Kırşehir Lisesi Müdürü Ömer Aydın da vardı. Atatürk ile Ömer Aydın arasında şöyle bir konuşma geçti:

“Müdür Bey Kırşehir’de kaç ilkokul var?”

“70 Efendim!”

“Peki, kaç köyünüz var?”

“362”

“Köy sayısına göre okullar çok az! Her köye bir ilkokul yapılması için ne yapılabilir?”

“Efendim! Eğer Umumi Harp’ten dönen yedek subaylar öğretmen yapılırsa (...) okuma yazma oranı birden yükselir!”

Atatürk, daha o günlerde köy ilkokulları ve köy öğretmenleri için çalışma başlattı. (5)

Atatürk, 1 Mart 1923’te meclis konuşmasında, 1922’de il özel idarelerince “3 erkek, 1 kız öğretmen okulu, 5 erkek 3 kız lisesi, 134 erkek, 30 kız ilkokulu ve 10 sanayi ve 2 çırak okulu” yapıldığını ve bu okullar için 190 bin lira ayrıldığını söyledi. (6)

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti gençlere, gençleri de öğretmenlere emanet etti. 1923 yılında çıkarılan bir yasayla öğretmen maaşlarının tabanı belirlendi. Erken Cumhuriyet Döneminde öğretmenlik saygın bir meslek haline getirildi.

3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılıp eğitim öğretim birleştirildi. Tüm okullar Maarif Vekâletine (Eğitim Bakanlığına) bağlandı. Medreseler kapatıldı.

1924 Köy Kanunu’nun 13. maddesine göre “köyde bahçeli bir mektep binası yapmak” köyün mecburi işlerinden biri sayıldı. Orman Kanunu’na koyulan bir madde ile........

© Cumhuriyet