Okuryazarlık...
Yazar kim, okur kim? “Okur” da “yazar” da aydınlanmaya ışık tutandır. İkisinin bileşmesi “okuması yazması olan, öğrenim görmüş olanlar”ın eylemi “okuryazarlık”sa, yalnız okuryazar olma durumu değildir. Okuryazarlık insanı kendisiyle, yaşadığı toplumun, dahası dünyanın gerçekleriyle buluşturur. Onların eylem aracı kitap, okuryazarları gözden çıkaran demokrasimsilerde “yasaklı madde”dir, silahla eşleştirilir... Okuryazarlık kimilerine göre toplumu kötü yola düşüren bir alışkanlıktır.
İçinde yaşadığımız bu karanlık dönemde okur ve yazar olmanın ötesine geçmek, gerçek okuryazar kimliğini kuşanmak zorundayız. Hem ülkemizde hem dünyada toplumları bilim sanat ışığıyla buluşturanların, okuryazar olmanın ötesine geçen aydınlar olduğunu görürüz. Ülkemizi düşündüğümde usuma ilkin Mustafa Kemal Atatürk gelir.
Mustafa Kemal, güç koşullarda okuyan, çocuk yaşta okur olan; okuryazarlıkla yetinmeyen asker kimliğinin ötesine geçen bilge bir aydın, öngörüsü yüksek bir devlet adamıdır. Sorularının arkasına düşmüş, sorunlara ussal çözümler üreterek Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Yetinmemiş, öncüsü olduğu devrimlerle dünü-bugünü doğru........
© Cumhuriyet
