Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?
Ok yaydan çıktı bir kere. Artık mesele yalnızca bir belediye başkanının, cumhurbaşkanı adayının tutuklanması ya da bir diplomanın iptali değil. Mesele artık halkın -özellikle de gençlerin- geleceklerine sahip çıkmak için ses yükseltmesi. Hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yoksullaştıran politikalara karşı biriken öfkenin yayılması. Ve nihayet eylemsizlik halinin sona ermesi. İşin ilginci ezberler de bozuluyor.
Proje okullarından biri... Bahçede öğretmenlerinin atanmasına karşı çıkıp eylem yapan öğrencilerin yanına yaklaşan yönetici öfkeyle bağırıyor: “Bu düzeni siz mi değiştireceksiniz?”
Öğrenci, tereddütsüz karşılık veriyor: “Evet, biz değiştireceğiz.”
Bu cümle, bir isyanın sloganı değil sadece. Gençlerin sessizliğini yırtarak geleceğe “bizim” deme anı.
Türkiye’de bir şey değişiyor. Değişimin merkezinde ise gençler var. Uzun zamandır “umursamaz”, “bireysel”, “tepkisiz” denen Z kuşağı, bugün sadece öfkeyle konuşuyor:
“Biz değiştireceğiz bu düzeni!”
Liselerde başlayan direniş, sadece yalnızca müfredat ya da öğretmen atamalarıyla sınırlı değil, adaletsizliğe, liyakatsizliğe, gençlerin geleceğini ipotek altına alan her türlü karanlığa karşı bir uyanışın işareti olur mu? Göreceğiz.
Eylemsizlik hali sona erdiğinde karşı çıkışlar da bir başka oluyor. Önceki gün TBMM’deki sürpriz (hadi korsan! diyelim) çıkış örneğin. Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Gezi davası kapsamında tutuklanan........
© Cumhuriyet
