menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarife savaşının şifreleri

31 1
11.04.2025

Dünya tarife sersemine döndü. Finans piyasaları, ulusal politikalar, küresel dengeler sarsılıyor. 1980 sonrası dünya ekonomisine yön veren neoliberal paradigmaların artık sürdürülemez olduğu uzun süredir belliydi. Trump’ın yaptığı ise bu çatlaklardan içeri sızmak ve mevcut sistemi kendi lehine yeniden şekillendirmeye çalışmak. Daha doğrusu, “güç siyaseti”ne dayalı, daha asimetrik bir düzen kurmak. Bu düzende ABD hegemonik gücünü yeniden tesis etmek istiyor ama bu kez kurallarla değil, pazarlıkla.

Bu nedenle Trump’ın tarifeleri bir “delilik” değil, açıkça sistem mühendisliği. İlk bakışta irrasyonel, kaotik, tutarsız gibi görünse de dikkatli bakıldığında bir desen ortaya çıkıyor:

- Önce şok edici bir karar ilan ediliyor (yüksek tarifeler),

- Piyasalar ve iş dünyası tepki veriyor, karar “erteleniyor” ya da yumuşatılıyor,

Ama hiçbir zaman ilk duruma dönülmüyor; yeni bir normal yaratılıyor.

Bu strateji:

- Sürekli bir belirsizlik ortamı yaratıyor,

- ABD’nin “şok gücü”nü masaya koyuyor, - Müzakere masasında elini güçlendiriyor. Bu bir tür ekonomik doktrin: Kurallara değil, güç dengesine dayalı; çok taraflılığa değil, ikili baskı ilişkilerine yaslanan postliberal bir dünya düzeni önerisi.

- Yüzde125 Çin tarifesi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir meydan okuma.

- Yüzde10’luk baz tarifeler, serbest ticaretin tarafsızlığını ve meşruiyetini sorgulatıyor.

- 90 günlük duraklama, yalnızca zarar kontrolüne yönelik taktiksel bir geri çekiliş.........

© Cumhuriyet