menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ulusun direnme hakkı - Dr. Cihangir Dumanlı

26 8
28.03.2025

Demokratik ülkelerde yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişki hukuksal bir sözleşmeye dayanır. (Rıza Türkmen, Güçsüzlerin Gücü, Türkiye’de İnsan Hakları, s.11) Bu toplumsal sözleşmenin bir tarafı olan seçimle gelen ve anayasaya bağlı kalacaklarına ant içerek göreve başlayan yöneticiler, yönetilenlerin hak ve özgürlüklerini korumak ve tüm eylem ve söylemlerinde başta anayasa olmak üzere hukuka uymak zorundadır. Sözleşmenin öteki tarafı olan ulus (yönetilenler) ise yönetenlerin hukuka uygun düzenlemelerine uymakla yükümlüdür.

Bir sözleşmede taraflardan birisi sözleşmenin koşullarına uymazsa diğer tarafın da uymama hakkı doğar. Bu hukukun genel bir ilkesidir. Demokrasilerde iktidar meşruiyetini (genel kabulü) hukuktan alır. Hukuka uymayan iktidar meşruiyetini yitirir. Toplumsal sözleşmeye uymayarak meşruiyetini yitiren iktidara karşı yönetilenlerin (ulusun) direnme hakkı doğar.

Direnme hakkı insanlığın binlerce yıllık demokrasi savaşımında acı deneyimlerle ortaya çıkmış, evrensel bir haktır ve pek çok anayasal metinde yer almıştır.

1789 tarihli Fransız İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi, temel insan haklarını sayarken ikinci maddesinde özgürlük, mülkiyet, güvenlik haklarının yanında “baskıya karşı direniş” (resistance a l’oppression) hakkını belirtmektedir.

1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’nde ise yetkilerini yönetilenlerin rızasından alan hükümetlerin yurttaşların haklarını güvenceye alma görevleri........

© Cumhuriyet