menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Otoriteryen kişilik ve Murtaza

31 9
15.09.2025

Değerli Veysel Batmaz “13 Derste Otoriteryen Kişilik” (Beyaz Baykuş Yay.) kitabında “Murtaza”yı konu alarak otoriteryen kişiliği işliyor. Kitabın kapağındaki “Orhan Kemal Adorno’yu okudu mu?” sorusu üzerine meraklanıp kitabı okudum. Kendisiyle yapılan söyleşi, makale ve görsel açıklamalarını izledim. Karşımda ufkumu açan bambaşka bir Murtaza’nın var olduğunu gördüm. Yazı bu görüş ve derlemelerle daha da şekillendi.

Modern toplumların siyasal ve toplumsal yapılarında, bireyin kişilik özellikleri ile otoriteye yönelik eğilimleri arasındaki ilişki üzerine yapılan çalışmalar, özellikle 20. yüzyılda önemli bir ivme kazanmış ve bu bağlamda, Theodor W. Adorno ve arkadaşlarının geliştirdiği “otoriteryen kişilik” kuramı, bireyin otoriteye körü körüne bağlılığını, dış gruplara yönelik hoşgörüsüzlüğünü ve geleneksel değerlere sıkı sıkıya sarılışını anlamada temel bir çerçeve sunmuştur. “13 Derste Otoriteryen Kişilik” kitabında da bu kuramsal temel, Türkiye bağlamında kültürel ve edebi örneklerle desteklenerek aktarılır. Bu kitapta örnek olarak sunulan Orhan Kemal’in “Murtaza” karakteri, otoriter kişiliğin edebi temsili açısından dikkate değer bir örnektir.

Orhan Kemal’in 1952 yılında yayımlanan “Murtaza” adlı romanı, toplumun alt sınıflarına mensup bir bekçinin, görev bilinciyle çevresine nasıl baskı kurduğunu anlatır. Murtaza, disiplinli, katı kurallara bağlı, görevi her şeyin üstünde tutan, bireysel duygu ve ilişkileri görev aşkı karşısında değersiz gören bir kişiliktir. Bu yönleriyle, Adorno’nun otoriteryen kişilik özellikleriyle birebir örtüşür: Katı disiplin anlayışı, hiyerarşik otoriteye duyulan saygı, farklı olana karşı hoşgörüsüzlük........

© Cumhuriyet