Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert
Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir. Demokrasilerde esas olan halkın iradesidir; yönetme fonksiyonu halkın seçmiş olduğu temsilciler aracılığıyla yerine getirilmektedir.
Demokrasi farklılıkların özgürce ve bir arada hoşgörü içinde yaşayabildiği tek yaşam biçimi ve yaşam kültürüdür. Değişim ve yenilik, sürekliliğin ve gelişmenin besleyici gücüdür, rekabetin olmadığı yerde gelişme olmaz. Demokrasi; halk tarafından yönetim, halkın iktidarı ve çoğunluğun iktidarı gibi bir çok şekilde tanımlanmaktadır. Aristo da demokrasiyi, “kişilerin oligarşik eğilimlerini engelleyen bir yönetim biçimi” olarak tanımlamıştır.
Siyasi partiler demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurlarından önemli biridir. Halkın, yöneticileri belirlemesi ve onlar aracılığıyla yönetime katılmalarının aracı olan siyasi partiler yerine getirdikleri bu görevle demokrasinin siyasal yaşamda yerleşmesini sağlarlar. Eğer bir parti kendi iç yaşantısında demokratik değer ve geleneklere sahip değilse ve parti içi demokrasiyi çalıştırmıyor ise o partinin iktidar olması durumunda, “demokrasiyi geliştireceği ve kurumsallaştıracağı” konusundaki söylemleri inandırıcı olmayacaktır.
Parti içi demokrasi; “siyasi partilerin iç yaşantılarının demokrasinin temel ilkeleri üzerine inşa edilmesi, olabilecek oligarşik eğilim ve baskıların engellenmesi, demokratik örgüt bilinci oluşturularak; genel başkan, parti organları ve partinin seçimlerde aday kadrolarının demokratik yöntemlerle belirlenmesi, karar mekanizmalarının aşağıdan yukarıya katılımcılık yoluyla çalışması” olarak ifade edilebilir. Parti içi demokrasi aynı zamanda partililerin; düşünce, oy ve söz özgürlüklerinin güvenceye alınmasıdır.
Siyasi partilerin, topluma öncülük........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein