‘Zaferi ele almadan dönme!’ - İhsan Tayhani
Türk tarihi açısından kurtuluşun ve kuruluşun simgesi “30 Ağustos Zaferi” öncesindeki her adım, Mustafa Kemal Paşa’nın kurmay aklı uyarınca atılmıştır. Bu tarihi saldırı, üstün bir askeri strateji ve sürprizlere açık taktiksel atılımlarla (hamle) örgülüdür.
Gazi’nin, 27 Temmuz 1922’de, Batı Cephesi Karargâhı Akşehir’de kurmay kadrosu ile yaptığı toplantıda, Harbiye’den hocası Harputlu Yakup Şevki Paşa’ya dönerek “Sayın hocam, şimdi artık Harbiye’de savaş oyunu oynamıyoruz. Yurdumuz için kesin bir sonuç elde etmek uğruna bütün varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız!” dediği biliniyor. Bu sözler, onun, düşmanın savaş psikolojisini çözümleme yeteneğini, olağanüstü sezgi gücünü, kararlığını ve zafere yönelik kesin inancını belirtir.
Mustafa Kemal, anılan toplantıdan sonra, ordunun, ağustos ortalarına dek saldırıya hazırlanması emrini verir ve Meclis’in onayını almak üzere Ankara’ya döner. Cepheye geri dönüşünü izleyen gün de Çankaya’da bir çay partisi vereceği yolundaki haberlerin gazetelerde yer almış olması, taktik gereğidir.
Gazi, Ankara’dan ayrılmadan, elini öpmek üzere annesine geldiğinde, ona da çay partisine gideceğini söyler. Ancak giyiminden kuşkulanan Zübeyde Hanım, yakın çevrede yaptığı bir iki sorgulamadan da benzer yanıtı alınca, oğluna hitaben yazdığı mektupta şu satırlara yer verir: “Oğlum, seni bekledim, gelmedin. Çaya gittiğini söylemiştin bana. Ama cepheye gittiğini biliyorum! Senin için dua ettiğimi bilmeni isterim. Zaferi ele almadan dönme!” Türk ulusuna Mustafa Kemal’i armağan eden bu yüce ananın yüreği, sezgisinde yanılmamıştı! Paşa, cephedeydi ve 26 Ağustos gün doğumunda Kocatepe’den Büyük........
© Cumhuriyet
