Zeydan Karalar ve dosyadaki çelişkiler
Zeydan Karalar, güneşin yüz bin parçaya bölündüğü topraklarda doğmuş bir adamdır. Sıcaklığıyla insanını kavuran, bereketiyle yoksulu doyuran, coğrafyanın kader olduğu o topraklarda büyüdü. O topraklar ki yedi direkli çadırların gölgesinde yiğitler yetiştirir.
Ve şimdi, o yiğitlerden biri, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, bir irtikap iddiası ile tutuklu.
İstanbul’da yürütülen bir soruşturmada, savcılık tarafından “suç örgütü lideri” olarak tanımlanan Aziz İhsan Aktaş’a yönelik operasyon kapsamında, Baki Nugay’ın beyanı doğrultusunda Zeydan Karalar hakkında işlem yapıldı.
İddia büyük ama delil küçük...
Evet, yalnızca bir kişinin, Baki Nugay’ın beyanı var.
Ne garip değil mi?
Zeydan Karalar’ı bu ciddi suçlamayla ilişkilendiren başka hiçbir somut veri, belge, kayıt, ifade yok.
Peki, kimdir Baki Nugay?
Barka Atık Yönetimi isimli firmanın ortağı.
İfadesinde diyor ki:
“Zeydan Karalar, düzenli ödeme alabilmemiz için her ay belli bir miktarın kendilerine ödenmesi gerektiğini ve bu süreci Özcan Zenger ile yürütmemiz gerektiğini belirtti. Talebi kabul etmezsek ödemeler gecikirdi. Bu yüzden teklifi kabul ettim.”
O halde burada durup soralım:
Bu beyan, böylesine ağır bir suçlamanın temelini oluşturabilir mi?
Yani iftira atmış olabileceği hiç mi düşünülmüyor?
Tam da bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yıllardır söylüyor:
“İtirafçı tanık ifadeleri, özellikle menfaat karşılığı alınmışsa adil yargılanma hakkını doğrudan ihlal eder. Çünkü bu tür ifadeler, yönlendirilmeye, kişisel hesaplaşmalara, çıkar çatışmalarına açıktır. AİHM’nin Adamčo v. Slovakya kararında açıkça belirtilmiştir: Tanığın elde ettiği menfaat ne kadar büyükse o ifadenin güvenilirliği o kadar şüpheyle........© Cumhuriyet
