Ekonomi
Bir belgesel izliyorum. Amerika’da geçiyor olay. Bir polis, karısı, iki çocuğu yazlık bir ev satın almak istiyorlar. Genç adam emlakçıya diyor ki: “Ben bir polisim, fazla açılamam, en fazla 400 bin dolar verebilirim. Bir de teknemi koyacak yeri olması lazım o yazlığımın.” Ey büyük Allah’ım. Bu nasıl bir bölüşüm? Adamın söylediği rakam bugünün kuruyla bizim paramıza vurursan 15 milyon lira ediyor. ABD’li bir polis memuru bu. İnsan ister istemez kendi ülkesinin polisini düşünmez mi? Geçtim, ben o yazlık evi şu halimle alamam. Amerikalı polis memuru aldı, yerleşti, ayrıca tabii ki bir de kışlık evi varmış. Güle güle otursun. Ama insan olarak gücüme gidiyor. Tamam, ekonomimiz kötü, tamam biz ortalama bir toplumuz, tamam fukaramız çok. Ama hiç olmazsa bir devlet memurumuzun kendi evi, yazlığı olsun, kirada oturmasın istiyorum. Çok param olsa, ah çok param olsa, bütün çalışanlarıma birer kat alırım, hayatları garanti altında olur. İnsan böyle zamanlarda “Damdaki Kemancı” müzikalinin o ünlü şarkısını içinden geçiriyor: “Ah bir zengin olsam...”
“Milyonlarca kişi söylese de yanlış yine yanlıştır.” Bu sözü çok beğenirim. Çünkü ne söylendiğinden çok kimlerin........
© Cumhuriyet
