menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Celal abi

67 1
10.03.2025

Geçen hafta tiyatronun büyük komiği Celal Sururi’den söz etmiştim. Eşyalarla kavga ederdi. Ama asıl önemli meselesi “yuttum hastalığı” idi. Celal abi kaybolan her şeyi yuttuğunu sanırdı. Üçleme huyu da vardı. Yemek yiyoruz, çay içiyor Celal abi, çay kaşığını yere düşürmüş. “Kaşığımı gören var mı” diye soruyor. Kimsede cevap yok. Celal abi: “O zaman yuttum” diyor. Kadıköy tarafında oturuyorlar. Kardeşi Ali Sururi ile. Ali abi: “Celal bey, konağın kapısının anahtarını aldın değil mi” diye soruyor. “Sen almadın mı” diyor Celal abi. “Kapıyı en son sen kilitledin, anahtarı sen aldın” diyor Ali abi. Celal abi gayet rahat: “O zaman yuttum” diyor. Yahu koskoca konak anahtarı yutulur mu?

Üçleme huyunu da haftaya anlatırım.

Büyük büyük dedem bilindiği kadarıyla Karaman’dan Selanik’e göç edenlerdenmiş. Biraz çekik gözlü bir aile olduğumuzdan ilk göç eden Türkmen olarak biliniyor. Oğlu Osman dedem Selanik’ten Midilli Adası’na göç etmiş. Orada İhsan dedem (babamın babası) dünyaya gelmiş. 1880 yılında İhsan dedem on yaşındayken İstanbul’a göç edip Sütlüce semtine yerleşmişler. Dedem sanat ile ilgili imiş. Güfteler yazar, onları arkadaşları Bimeh Sen gibi bestecilere verirmiş. Ünlü güfteleri günümüzde hâlâ fasıllarda söylenir. Firkatin aldı bütün neşvei tabım bu gece - Sevdası........

© Cumhuriyet