menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

12 Eylül cuntasından bugüne ulaşan ruh

40 42
12.09.2025

12 Eylül 1980, yurt, can ve demokrasi kırımının günüdür.

Kahramanmaraş katliamının ardından 26 Aralık 1978’de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi.

General Kenan Evren’in liderliğinde gerçekleşen işbirlikçi darbe; 12 Mart muhtırasının devamı niteliğindedir ve bugün doruğa ulaşmış karşıdevrime doğrudan kaynaklık eder.

12 Eylül faşist cuntası, 1970’li yıllarda toplumsal muhalefetin giderek yükseldiği, demokratik istemlerin Bülent Ecevit’in liderliğindeki CHP’nin oy oranının artışına yerelde ve genelde büyük ölçüde yansıdığı bir dönemin hemen ardından gerçekleştirildi.

12 Eylül öncesinde Türkiye, gençliğin birbirine düşürülmesi, siyasetin istikrarsızlaştırılması yoluyla bilerek ve isteyerek darbeye sürüklendi. Başta aydınlar olmak üzere binlerce insanın sokaklarda katledildiği (1974-1980 arası öldürülen yurttaş sayısı 5 bin 388’dir. Bkz: Muzaffer İlhan Erdost- Kan ile Kardeş), CHP lideri Bülent Ecevit’in bile canına kastedilen girişimlerin gerçekleştiği bu süreçte ülkenin bağımsız davranabilme ve yönetilme yetisi zayıflatıldı.

Darbeye giden yolda; Kahramanmaraş katliamı, Çorum olayları gibi, toplumu bölerek çatışmaya sürükleyen kanlı kurgularda doğrudan dış ve iç kışkırtıcı odaklar vardı.

Kahramanmaraş katliamı başlamadan önce, bu ile çok sayıda milli piyangocu kılığı altında ajan provokatör gelmişti ve olayları kışkırtanların başında ABD Büyükelçiliği’nde ikinci sekreter olarak çalışan Gene Cyristy olduğu çeşitli kaynaklarda gündeme getirilmişti. (Bkz: Muzaffer İlhan Erdost- Türkiye’nin Kararan Fotoğrafları)

Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in, gazetemiz Cumhuriyet için yaptığımız söyleşide bize anlattığı bir ABD’li diplomatın girişimleri de bir başka örnektir:

Büyük bir Alevi-Sünni çatışmasına dönüştürülmek istenen Çorum olayları öncesinde, ABD Ankara Büyükelçiliği Birinci Sekreteri Alexander Peck, Amasya ve Çorum’da incelemeler yapar. Konu, Hasan Fehmi Güneş’e, CHP’li Amasya Belediye Başkanı Gündüz Türem tarafından aktarılır. ABD’li Peck, belediye başkanına “Buraların demografik yapısı çok ilginç. Geziyorum bu bölgeyi, doğası çok güzel” dedikten sonra şu sorulara yanıt aramıştır:

“Burada bir çatışma çıkarsa nereden çıkar? AleviSünni çatışması mı çıkar, işçi-işveren çatışması mı çıkar? Kömür ocağında bir göçük olursa, çalışanlarla aileleri ile işveren arasında mı çatışma çıkar? Sağ-sol arasında mı çıkar? Nedir buradaki durum?” (Bkz: Cumhuriyet-25 Ocak 2013)

Aynı Peck,........

© Cumhuriyet