menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomik belirsizlikler

35 15
03.08.2025

Ülke olarak neden sürekli makroekonomik belirsizlikler ve dengesizliklerle uğraşıyoruz? Belli ki bu sorunların kök nedenlerine çözüm üretmek yerine, günü kurtarmaktan öteye geçemiyoruz. Finansal istikrarsızlık, enflasyon, hayat pahalılığı, durgunluk, yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı bozukluğu, bütçe açığı, dış ticaret açığı gibi sorunlar gerçekte suyun üzerinde görünen belirtilerdir. Bu sorunların temelinde ise sağlıklı ve nitelikli bir üretim ve istihdam yapısına sahip olamayışımız, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, hukuksuzluk ve yandaşı zengin etmeye dayanan politik sömürü düzeni yatmaktadır.

Geçen hafta, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin uzun vadeli yabancı ve yerel para cinsinden kredi notunu bir kademe artırarak B1’den Ba3’e yükseltti ve not görünümünü “pozitif”ten “durağan”a çevirdi. Bu durum büyük bir başarı gibi lanse edildi; gazeteler manşetler attı. Ancak önde gelen üç kredi derecelendirme kuruluşu da (Moody’s, Fitch ve S&P) hâlâ Türkiye’yi yüksek riskli ülkeler kategorisinde görüyor ve yatırım yapılabilir ülke olarak değerlendirmiyor. Bu not artırımı sadece, Türkiye’nin aldığı krediyi geri ödeme kapasitesinin bir miktar iyileştiği anlamına geliyor. Oysa Türkiye’nin CDS primlerine baktığımızda, gelişmekte olan ülkeler arasında Arjantin hariç hâlâ en yüksek (kötü) CDS primine (274.49 bps) sahip bulunuyor.

Haziran ayında bütçe açığı 330.2 milyar liraya, ilk altı aylık bütçe açığı........

© Cumhuriyet